7.yılında 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin arka planı…

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine, FETÖ’nün kanlı darbe girişimiyle karşı karşıya kalan Türk vatandaşları,...

7.yılında 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin arka planı…
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine, FETÖ’nün kanlı darbe girişimiyle karşı karşıya kalan Türk vatandaşları, demokrasiye sahip çıkmak amacıyla meydanları doldurarak darbeyi bertaraf edilmişti. 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen bu karanlık gece, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir dönüm noktası olarak yerini aldı.

Darbe girişimi planlanan 16 Temmuz saat 03.00’e kadar beklenirken FETÖ’nün üniforma giymiş teröristleri, Ankara’daki Akıncı Üssü’nden harekete geçerek 15 Temmuz saat 20.30’da darbeyi başlatma kararı aldı. Bu merkez başkent Ankara’da gerçekleşen kanlı girişim, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar gibi birçok komutanın alıkonulmasıyla başladı.

Darbe girişimi, Genelkurmay Stratejik Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli tarafından saat 21.00’de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’a tebliğ edildi. Ancak Akar, girişimi desteklemeyeceğini belirtmesine rağmen darbeci askerler tarafından ağzı ve burnu kapatılarak etkisiz hale getirildi.

ZIRHLI ARAÇLAR KIŞLA DIŞINA ÇIKTI

Bu karanlık gece boyunca tank ve zırhlı araçlar kışla dışına çıkarak sokaklarda dolaşırken FETÖ üyesi pilotlar tarafından kullanılan savaş uçakları TBMM, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Emniyet ve TÜRKSAT gibi önemli noktaları bombaladı. FETÖ mensuplarının Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmış olması nedeniyle, 8 binden fazla askeri personel, 35 uçak, 3 gemi, 37 helikopter, 74 tank, 246 zırhlı araç ve 4 bine yakın hafif silah kullanılarak gerçekleştirilen darbe girişimi, Türkiye’nin tarihinde kara bir leke olarak kaydedildi.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ve emir subayı Yunus Can’ın da aralarında bulunduğu komutanlar, Akıncı Üssü’nden gelen darbeci askerler tarafından alıkonuldu. Bu sırada Çolak’ın koruma astsubayı Piyade Başçavuş Bülent Aydın ise müdahale etmeye çalışırken şehit düştü.

Olaylar yaşanırken dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, saat 23.02’de NTV’ye bağlanarak bir kalkışma ihtimalinden bahsetti ve bu kanunsuz eylemde yer alanların ağır bir şekilde cezalandırılacağını vurguladı. Aynı zamanda FETÖ mensubu darbecilerin kullandığı F-16 savaş uçağı, saat 23.18’de Gölbaşı’ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığına saldırdı, bu saldırıda 7 kişi şehit oldu ve 5 kişi yaralandı.

CANLI YAYINDA DARBE BİLDİRİSİ OKUTULDU

16 Temmuz’un ilk saniyelerinde Gölbaşı’ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Başkanlığı da bombalandı ve 44 polis şehit oldu, 36 kişi yaralandı. Darbecilerin bulunduğu helikopterler, Yenimahalle’deki MİT yerleşkesini ateş altına aldı. Aynı gece Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’ndan TRT’ye giden darbeciler canlı yayında zorla darbe bildirisi okuttu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saat 00.24’te TV kanallarına bağlanarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki azınlık bir grup tarafından gerçekleştirilen bu kalkışmanın paralel yapılanmanın bir ürünü olduğunu belirtti. Erdoğan, millete darbecilere karşı durma çağrısı yaparak halkın bu çağrıya karşılık verdiğini ve meydanlarda toplandığını ifade etti. Vatandaşlar, İnönü Bulvarı, Milli Müdafaa Caddesi, Kızılay Meydanı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, AK Parti Genel Merkezi ve Jandarma Genel Komutanlığı civarında askerlere tepki göstererek darbe girişimine karşı mücadele etti.

Darbe girişimi sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ve yaklaşık elli milletvekili Meclis binasında bulunurken, F-16 savaş uçakları Meclis üzerinde uçuş yaparak dört kez bombardıman düzenledi. Ankara’nın Beştepe semtinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı da bombalama girişimine maruz kaldı, ancak başarılı olunamadı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A SUİKAST GİRİŞİMİ

Aynı gece Muğla’nın Marmaris ilçesindeki bir otelde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast girişiminde bulunuldu. Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı’ndaki Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timi üyeleri tarafından gerçekleştirilen suikast girişimi, Erdoğan’ın Marmaris’teki otel odasına ve otele yapılan silahlı ve bombalı saldırıyla gerçekleştirilmek istendi. Ancak darbe girişiminin püskürtülmesi sonrasında darbeci askerler olay yerinden kaçmayı başardı.

Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga gibi üst düzey komutanlar darbeci askerler tarafından rehin alındı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu ise sık sık yer değiştirmesi nedeniyle darbeciler tarafından bulunamadı.

Vatandaşlar, demokrasiye, hükümete ve Cumhurbaşkanı’na sahip çıkmak amacıyla meydanlara akın etti ve darbe girişimine karşı mücadele etti. İnönü Bulvarı, Milli Müdafaa Caddesi, Kızılay Meydanı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, AK Parti Genel Merkezi ve Jandarma Genel Komutanlığı civarında halk, darbe girişimine karşı güçlü bir direniş sergiledi.

15 Temmuz 2020’de Ayşegül Çakmak’ın kaleme aldığı söz konusu darbe girişimine yönelik anekdotlar ise şu şekilde:

“Abdullah, 17’sine gireli, henüz 17 gün olmuştu. O gece, Abdullah, Şamil ve Emir isimli iki kardeşi ve babasıyla beraber restoranda yemek yiyip sohbet etti. Restorandan ayrılıp eve uğrayıp diğer iki kardeşini annesine bırakan Abdullah, altıncı katta oturan annesine el salladı.  Otomobile binip babasıyla beraber Kısıklı’ya doğru yola çıktı Çok uzun bir zaman geçmemişti ki annenin telefonu çaldı. Arayan kardeşiydi. Telaşlı bir ses tonuyla:

-Abla, eniştem kalp krizi geçirmiş. Bilgin olsun. Hangi hastanede olduğunu araştırıyorum.

Dondu kaldı bir süre. Sonra elinden düşen telefonu aldı, ısrarla aramaya başladı. Cevap veren olmadı. Oğlu Abdullah’ı aradı… Yanıt alamadı. Hem arıyor hem de bağırıyordu…

-Hala kendini delikanlı sanıyorsun.

Şamil ve Emir ise ne yapacağını bilmeden bekliyordu. Hazırlandı. Evden çıkmak istedi. Çocuklar ‘biz de geliyoruz’ dedi. Durdu…

-Siz kalıyorsunuz dedi. Emir’in telefonu çaldı. Arayan bir kadındı…

-Babanızla, abiniz vurulmuş. Doğru mu?

O an her şey durdu. Atladığı gibi aracına yola koyuldu. Soluğu hastanede aldı. Bir kan birikintisiyle karşılaştı. Üstünden atladı. Hastane kan gölüne dönmüştü adeta. Öyle ki; doktor ve hemşirelerin, hasta bakıcıların bile ayakları kayıyor, kan pıhtılarının üzerine düşüyorlardı. Tarih, 15 Temmuz 2016 Cuma idi… Vatan hainleri darbeye kalkıştı. Eşi Erol Olçok ile oğlu Abdullah Tayyip Olçok’u 15 Temmuz’da şehit veren Nihal Olçok, bilinmeyen bir gerçeği, o hain gecede canını ortaya koyan bir trans bireyin yaptıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşı, AK Parti’nin kurulmasında büyük etkileri olan, partinin ismini, logosunu, sloganlarını bulan ve partinin kurumsal kimlik çalışmalarını hazırlayan Erol Olçok ile birlikte vatanı savunmak için Boğaz Köprüsü’ne giden oğlu Abdullah Tayyip şehit düştü. O gece 251 vatandaşımızı kaybettik.  2 bin 194 kişi de yaralandı, gazi oldu.

2016’nın aralık ayında hain saldırıda oğlunu ve eşini kaybeden Nihal Olçok’un telefonu çaldı. Kendisini arayan bir trans bireydi…  Tanışmak istediğini, o geceyle ilgili anlatacakları olduğunu söyledi. Nihal Olçok önce dinledi. Arayacağını söyleyip kapattı telefonu. Birkaç gün sonra kendisini arayan numarayı arayıp buluşmak için randevulaştı. İlk karşılaştıklarında gözüne çarpan B.’nin olaydan 5 ay geçmesine rağmen izlerini taşıdığı geçmeyen yaraları oldu. Sohbet çok çok uzun sürdü. Nihal Olçok dinledi.

Karşısında, dünyada yaşanan bütün kötülüklerin sorumlusu olarak kendisini gören biri vardı. Acıyı insandan daha çok hisseden bir kişilik ve duygusal bir travesti. O gece, hain saldırıyı yaşamış, kendine ait motosikletle kalkışmaya direnen dokuz vatandaşımızı defalarca gidip gelerek hastaneye yetiştirmiş bir travesti. Ve o gün, yüreğe oturacak son sözü söyledi Nihal Olçok’a…

-O gece taşıdıklarımın içinde oğlunuz Abdullah’ın da olmasını isterdim.”

Haber Merkezi