Glokomu erken fark edin körlükten kurtulun

Dünya genelinde yaklaşık 70 milyon glokom hastası olduğunu ve bunun yaklaşık 1,5 – 2 milyon kadarının...

TAKİP ET

Dünya genelinde yaklaşık 70 milyon glokom hastası olduğunu ve bunun yaklaşık 1,5 – 2 milyon
kadarının ise ülkemizde bulunduğunu belirten Op. Dr. Sedat Selim, glokomun toplumumuzda 40
yaş üzerinde % 2, 60 yaş üzerinde ise % 10 oranında görüldüğünü iletti.

GLOKOMU OLANLARIN YARISI, HASTA OLDUĞUNU BİLMİYOR
Glokom hastalığının başlangıçta hiçbir belirti göstermemesi nedeniyle hastaların yarıya yakınının
hastalığından haberinin olmadığını vurgulayan Selim, şu bilgileri verdi: 'Glokom göz içi basıncının
görme sinirini tahrip edecek kadar yükselmesi nedeniyle görme kaybına yol açan bir hastalıktır. Göz
içi basıncının yüksek olması göz sinirine zarar verir ve tedavi edilmediği takdirde körlüğe kadar
giden görme kaybına neden olur. Üretilen göz sıvısının boşaltılması engellenirse göz içi basıncı
artar ve açık açılı göz tansiyonu hastalığı (glokom) oluşur. Bu en sık karşılaşılan glokom şeklidir.
Glokomun seyrek görülen kapalı açılı tipinde göz tansiyonu çok yüksek değerlere ulaşıp, şiddetli
ağrı ve bulanık görmeye neden olur. Bu genellikle hipermetrop hastalarda izlenir' ifadelerinde bulundu.

SİNSİ BİR ŞEKİLDE İLERLİYOR
Glokom hastalığının sinsi bir şekilde ilerlediğini de kaydeden Op. Dr. Sedat Selim, 'Glokomda
başlangıçta genellikle belirti görülmez, görmede bozukluk ve ağrı yoktur. Hastalık erken teşhis
edilmeyip ilerlerse, görme sinirindeki hasara bağlı olarak görme alanında kör noktalar oluşur. Daha
sonra bir borudan bakıyormuş gibi etraftaki cisimler görülmez olur. Bu raddeye gelen hastalarda
görme sinirleri % 50 oranında kayıp yaşanmaktadır. Risk faktörlerinin başında ailede glokom
varlığı, uzun süren kortizon tedavisi, göz içi iltihabı (üveit) ileri yaş, şeker hastalığı, yüksek ya da
düşük vücut tansiyonu, yüksek miyopi ya da hipermetropi, göz yaralanmaları, migren ve kansızlık
gelir' ifadelerini kullandı.

DÜZENLİ OLARAK UZMAN HEKİME GÖRÜNÜN
Glokomun 3 farklı tedavi yöntemi bulunduğunu da ifade eden Selim, sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
'Bunlar damla ve ilaç tedavisi, SLT Lazer tedavisi ve son aşamada da cerrahi müdahaledir. Bu
müdahalelerle birlikte göz içi sıvı basıncı azaltarak dengelenir. Böylelikle görme sinirlerine zarar
gelmesinin de önüne geçilir. Hastalık erken teşhis edilirse tedavide % 90 oranında başarı elde
edilebilir. Göz içi basıncının ölçülmesi tek başına bu hastalığa tanı koymak için yeterli değildir.
40 yaşın üstündeki herkes mutlaka tam donanımlı bir göz merkezinde uzman hekimler tarafından
kontrol edilmelidir'

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme