'Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz'
Yenikiraz.com yazarı Turgay Kılıç’ın haberine göre, Cumartesi gecesi Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Acil Servisinin önünde...
Yenikiraz.com yazarı Turgay Kılıç'ın haberine göre, Cumartesi gecesi Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Acil Servisinin önünde gerçekleşen silahlı çatışma tüm sağlık çalışanlarını ve hastanede tedavi gören hastaları tedirgin etti. Grupların arasındaki silahlı çatışma sebebiyle hastanelere silahın kolayca sokulmasına dikkat çekerek yaşanılan tedirginlik, psikolojik şiddete dikkat çekildi. Sağlıkta şiddetin arttığı dönemlerde hastanedeki çatışma sonrası sağlık çalışanlarının burnunun kanamadan atlatmasına şansa yoran Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Mustafa Çoban, 'Böyle bir silahlı çatışmanın ortasında kalan sağlık çalışanlarının hiçbirinin yaralanmaması ya da zarar görmemesi tamamen şans eseridir. Neredeyse tüm kuzey bölgesinin yükünü tek başına kaldıran acil servis çalışanlarımız her gün yoğun iş temposunda çalışıp binlerce hastaya sağlık hizmeti vermeye çalışırken yüksek oranda stresli bir ortamda hasta şiddetine maruz kalma endişesiyle çalışıyoruz' dedi.
Hastanelerde güvenlik açığı
Silahlı saldırganların hastaneye girişlerinin kolay olmasını eleştiren Çoban, 'Tek bir arkadaşımızın burnunun dahi kanamamış olması bizlere derin bir oh çektirmemiş aksine yarın elini kolunu sallayarak silahla hastane içerisinde girilebilirken benzer bir olayın hastane içerisinde de yaşanabilecek olma ihtimali hepimizin can güvenliği açısından daha çok tedirgin etmiş. Bizler başımıza ne gelir korkusuyla sağlık hizmeti vermeye nasıl devam edeceğiz?' dedi.
Bireysel silahlanma
Türkiye'de bireysel silahlanmanın artmasıyla yaşanan tedirginliğin de altını çizen SES İzmir Şube 2 Nolu Başkanı Çoban, 'Bireysel silahlanmanın arttığı ve aynı zamanda toplumumuza şiddet kültürünün daha fazla yer ettiği koşullarda da hastanelerde yeterli güvenlik önlemi yokken sağlık kurumları tehlikeli kurumlar olmuştur. Yeterli güvenlik önlemlerin alınması, şiddet kültüründen vazgeçilmesi için daha kaçımızın başına bir şeyler gelmeli kaçımız hayatımızı kaybetmeliyiz? Buradan sağlık Bakanına ve iktidara soruyoruz! Artık yeter! Bizler can güvenliğimizin sağlandığı bir ortamda hizmet vermek istiyoruz, her an can korkusuyla tedirginlik ve korku ile sağlık hizmeti vermek istemiyoruz. İktidara ve Sağlık Bakanlığına sesleniyoruz 'Derhal gerekli tedbirler alınsın can güvenliğimiz sağlansın ve şiddet kültürüne karşı yetkililer üzerine düşen sorumluluğu alsın!' dedi.
'Mafyanın hesaplaşması gibi'
İzmir Tabip Odası Şube Başkanı Dr. Süleyman Kaynak ise, Çiğli Acil servisinde yaşanan silahlı çatışmanın bireysel silahlanmanın kolaylığı üzerinde durdu. İlgili bakanlıklara ve hükümete seslenen Dr. Kaynak, 'Bu silahlanma son derece tehlikelidir. O nedenle İçişlerine, Sağlık Bakanlıklarına ve Türk Hükümetine, tüm kamu yöneticilerine açlık ve yoksullukla mücadele edildiği gibi bireysel silahlanmayla da mücadele edilmelidir. Bir diğer konu da sağlık çalışanlarının yaşadığı şiddettir. Sağlıkta terör dediğimiz bu süreç içerisinde yalnız bırakılıyor. Gecenin ortasında pek çok silah patlıyor. Adeta mafya burada bir hesaplaşma yapıyor. Fakat kamu yönetimi, sağlık bakanı, içişleri bakanı buraya (Çiğli Hastanesi) bir geçmiş olsun mesajını çok görüyorlar. Sağlık çalışanları yalnız bırakılmış. Şiddetle baş başa bırakılmıştır. Bunun bir an evvel yasal düzenlememelerle çözümü gerekiyor. Bu kadar büyük kurumlar, 50 bin kişinin girip çıktığı kurumlarda hiçbir güvenlik önleminin olmaması kabul edilemez. Sağlıkta şiddetin bugün ülkenin en önemli en öncelikli sorunlarından biridir. Bu konuda da hükümetin, içişleri bakanlığının önüne koyup düşünmesi lazımdır. Çünkü bunların hepsi çok büyük bir işarettir. Kimsenin Burnunun kanamasını istemiyoruz. Sağlık kurumları asla şiddet alanı olamaz' dedi.
HABER MERKEZİ