Yazarlık Bir Matematik İşidir: Gülşah Elikbank, Edebiyatı Disiplinli Çalışma Olarak Tanımlıyor

Fantastik edebiyatın güçlü kalemlerinden Gülşah Elikbank, yazarlığı ilhamla değil, disiplinli bir çalışma süreci olarak tanımlıyor.

TAKİP ET

2009 yılında yayımladığı Günebakan Üçlemesi ile edebiyat dünyasına hızlı bir giriş yapan Elikbank, son kitabı Medusa'nın Pusulası ve Zehirli Hayal ile çocukları da okurları arasına katmayı başardı. Yazar, bu yıl gerçekleştirmeyi planladığı 3. Mitoloji Film Festivali ve İstanbul ile Karaburun'daki yazarlık atölyeleriyle de adından söz ettiriyor.

Edebiyat dünyasında kazandığı başarılara rağmen, Elikbank'ın yaklaşımı oldukça sade ve metodik. Yazar, yazarlığın bir ilham süreci değil, bir disiplin meselesi olduğunu vurguluyor. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde tamamlayan, ardından Marmara Üniversitesi Yönetim ve Çalışma Psikolojisi Bölümü'nde yüksek lisans yapan Elikbank, edebiyatın matematiksel bir yapı taşıdığına inanıyor. 'Yazarlık bir mühendislik gibi,' diyor Elikbank, 'Eğer masaya oturduğunda ne anlatacağını, derdinin ne olduğunu bilmiyorsan, yolda kaybolursun. O yüzden önce bir harita ile masaya oturulması gerektiğini söylüyorum.'

Gülşah Elikbank, edebiyatın temellerinin sağlam bir planlamaya dayandığını savunuyor. Olay örgüsü, kahramanlar, zaman ve mekan gibi temel unsurların belirlenmesinin yazının başarısı için kritik olduğunu belirtiyor. Yazar, 'Bir mühendislik gibi, çizim planın olmadan bir binayı nasıl inşa edemezsen, aynı durum roman ya da öykü için de geçerlidir. Yazar olarak masaya oturduğunda ne anlatacağını bilmelisin. Aksi takdirde, 'başladım ama yarım kaldı' cümlesini sıkça duyarsın,' diyerek yazarlık sürecinin planlı ve hesaplanmış bir iş olduğunu ifade ediyor.

Gülşah Elikbank'ın kariyerine bakıldığında, fantastik edebiyatın en özgün örneklerinden biri olan Yalancılar ve Sevgililer romanı öne çıkıyor. Elikbank, vampir efsanelerinin ve Kont Drakula'nın izini sürerek, Romanya'nın Transilvanya bölgesine yaptığı beş seyahatle romanını şekillendirdi. Drakula'nın tarihsel figürünü araştırırken, Elikbank, zalimlerin geçmişte yaşadıkları travmalarla bugünkü zalimliklerini ilişkilendiriyor ve bu araştırmalar sonucunda, Drakula'nın farklı bir yüzünü keşfediyor. Yazar, bu süreçte Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlü liderlerinden Fatih Sultan Mehmed'i de inceleyerek, tarihsel figürler arasındaki derin bağları ortaya koyuyor.

Elikbank'ın bu romanı, Romanya'daki Kitap Fuarı'nda büyük ilgi gördü ve Romence'ye çevrilerek, Romen Yayıncılar Birliği tarafından 'Ekselans Diploması' ile ödüllendirildi.

Gülşah Elikbank, edebiyatı sadece bir yazarlık mesleği olarak değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olarak benimsiyor. Edebiyatın gücüne inanan ve bununla birlikte disiplinli çalışmanın önemini her fırsatta vurgulayan Elikbank, gelecekteki projeleriyle de hem edebiyat dünyasında hem de kültürel etkinliklerde adından daha çok söz ettirecek gibi görünüyor.

Edebiyatın matematiksel yapısını keşfeden Elikbank, yazarlık sürecinin temellerinin sağlam bir planlama ve disiplinle atıldığını, bu yüzden ilhamın sadece bir başlangıç noktası olduğunu ve yazarlığın asıl sırrının çalışmakta yattığını söylüyor.

Bakmadan Geçme