Doğal Yaşam Parkı'nın göçmen kuşları
İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, yerli kuş türlerinin yanı sıra kıtalar arası dolaşıp yılın bazı...
İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, yerli kuş türlerinin yanı sıra kıtalar arası dolaşıp yılın bazı aylarını İzmir’de geçiren ak pelikan, kırlangıç, ishak kuşu gibi kuş türlerine de ev sahipliği yapıyor. Av baskısının olmaması, su ve ağaç popülasyonundaki çeşitlilik, bölgeyi kuşlar açısından cazip kılıyor. Yapılan araştırmaya göre Gediz Deltası’nda 299, İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda ise 77 kuş türünün olduğu belirlendi.
Sıcak yaz aylarında tercihlerini ağaç çeşitliliğinin yoğun olduğu ve göletleriyle dikkat çeken İzmir Doğal Yaşam Parkı’ndan yana kullanan kanatlılar, kuş gözlemcilerinin de ilgi odağı oluyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı bünyesinde çalışan Biyolog Ömer Döndüren ile Okyay Bulut, parka konuk olan kuşları mercek altına aldı.
İzmir Doğal Yaşam Parkı’ndaki kuşlar ile konuk olarak bölgeyi tercih eden canlıları araştıran uzmanlar, Gediz Deltası’nda şu ana kadar 299, İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda ise 77 göçmen kuş türünün olduğunu belirledi.
Gediz Deltası’nda bu tür yeşil alanların pek bulunmadığını anlatan Döndüren, “Burada egzotik ağaç türleri var. Bir kısmı meyveli ağaçlar. Bunlar da kuşlar için besin kaynağı oluşturuyor. Daha çok fırsatçı kuşlar dediğimiz kargalar, kumrular, serçeler, gümüş martılar için uygun beslenme alanı. Ayrıca ağaç varlığı olduğu için yuva da yapabiliyorlar. Burada yaşayan kuşlar dışında diğer canlılara da yiyecek veriliyor. Bunlara ortak oluyorlar. Onlar için bulunmaz bir bölge” diye konuştu. Yine Doğal Yaşam Parkı’nın bu kuş türleri için güvenli alan olduğunu ifade eden Ömer Döndüren, “Burada av baskısı yok. Yırtıcılar gelemiyor. İçerde sucul canlıların olduğu göletler var. Balık ve kurbağalar var. Yalıçapkını bile gelip burada balık avlıyor” ifadelerini kullandı.
İzmir Doğal Yaşam Parkı ve Sasalı bölgesinde 3 leylek yuvasının bulunduğuna, yıllar içerisinde yalnızca bir aktif leylek yuvasının kaldığına dikkat çeken Döndüren, “Elektrik direklerinin üzerindeki yuvalar bozulduğu için leylek sayısı gün geçtikçe azalıyor. En büyük sorun bu. Tarım desenindeki değişiklik de etkili. 1990’lı yıllara kadar burada yoğun bir çeltik tarımı yapılıyordu. Çeltik demek, su demek. Çeltik leyleğin en sevdiği çayır habitatı. Sonra çeltikten pamuğa dönüldü. Pamuk tarlaları ise leyleğin beslenmesi için pek de uygun alanlar değil. Çünkü orada zaten tarım ilacı kullanımı var. Su yok. Genel olarak bir kuraklık yaşıyoruz. Leylek popülasyonundaki azalma daha çok habitatla ilişkili” dedi.
Haber Merkezi