Faylar örgütleniyor
yenikriaz.com yazarından Turgay Kılıç’ın haberine göre Ardı ardına yaşanan depremlerde tedirginliğin arttığı bölgeler korkuyu da beraberinde...
yenikriaz.com yazarından Turgay Kılıç’ın haberine göre; Ardı ardına yaşanan depremlerde tedirginliğin arttığı bölgeler korkuyu da beraberinde getirirken 6 Şubat’ta yaşanan 11 ildeki 7,6 ve 7,7 şiddetindeki depremler, Türkiye’de büyük bir travmatik sorunu da beraberinde getirdi. Büyük sarsıntıda yaklaşık 80 bin insanın hayatını kaybettiği ileri sürülerek yaşanan sarsıntı etkisi azalsa da fay hareketliliği devam etti.
Toroslar İç Anadolu’dan ayrılıyor
Kandilli Rasathanesi’nin ‘Türkiye ve yakın çevresindeki son 500 deprem’ başlıklı görselinde fayların örgütlü hareket ettiği görüldü.
Jeotermal Uzmanı Bilgin, son 500 depremin yaşandığı Türkiye ve civarındaki hareketlilik için “Samsun, Ordu, Sinop, Amasya, Çorum ve Sivas havalisinde hareket yok. Özellikle Doğu ve Batı Ege, Orta Anadolu, Marmara yoğun” dedi.
Yaşanan sarsıntıda Toroslar’ın İç Anadolu’dan ayırmak istendiği üzerinde duran Bilgin, “Torosları iç Anadolu’dan ayırmak istiyor. Çünkü Arap levhası Anadolu levhasının altına Güney, Güney Batı dalıyor galiba. Tabii Lavrasya levhası ile dokanak olan Kuzey Anadolu fayı da hareketli, fakat güney kadar değil. Enerji birikimi olması lazım diyorlar ya, hayır magmanın enerji birikimine ihtiyacı yok, eğer öyle olsaydı 6 Şubat 7,6 şiddeti olduktan yaklaşık 10 saat sonra aynı yerde 7,7 olmazdı” dedi.
Konuya açıklık getirmek için örnekler veren Bilgin, doğanın ayırmak istediği tabakayı zayıflattığına işaret ederek taş ustasından şöyle bir örnekle açıklık getirdi: “Siz bir taş ustası olduğunuzu düşünün, kalın bir bloku ortadan ayırmak zordur, bloktaki ezik, çatlak yerleri çürütüp ayırmayı düşünürsünüz, doğada onu yapıyor.”
Deprem önceden tespit edilebilir
Jeoloji Uzmanı Bilgin, depremin önceden tespiti yapılabileceğinin altını çizerek “Depremi engelleyemeyiz, fakat önceden tespit edersek veya bunu yabancılardan öğrenirsek tedbir alabiliriz. Ayrıca fay hatlarında sismik boşluklar (Kırılacak yerler, bariyerler) tespit edebiliyoruz, oralarda sondajlar yapıp, oluşacak enerjiyi yüzeye şiddet açısından fazla olmayacak değerlerde tedrici (Fasıla aralıklarla) veya kısmen boşaltabiliriz” dedi.
Depremin hazırlanışını ve verdiği etkiyi örnekler açıklayan Bilgin, “Magma potansiyel enerji olarak gelip astenosfere ve devamında litosfere vurduğunda kinetik enerjiye dönüşüyor, kompresör görmüşsünüzdür. 50 bar bir basınç bir otobüsü devirir, takla attırır. Düşünün 100 bin bar bir basınç hava + gaz + su + tanecik + blok malzemenin 8 km derinde bir bariyere çarptığını. Bu malzemelerin saniyede 5-10 kilometre hızda olduğunu düşünün. İşte deprem (Elastik deformasyon enerjisi). Yer altında vadiler, galeriler, kanyonlar düşün, bu malzemede magma litosfere çarptığında o boşluklarda o hızla gittiğini ve bir bariyere çarptığını düşün. Yani 5 dakika önce İzmir’de oluyor, 2-3 dakika sonra Konya’da. Evet İzmir ile Konya arasında bir boşluk yol buluyor, önüne geldiği ilk engele patlatıyor. Diyelim ki saniyede 8 kilometre hızında, 2 dakika 120 saniye yol; 960 kilometre uzaklıkta” dedi.
Haber Merkezi