İstiklal Caddesi'ndeki bombalı terör saldırısına bağlı davada 3 sanığa tahliye

İstiklal Caddesi’nde meydana mevrut bombalı terör saldırısına bağlı aralarında bombayı bırakan Ahlam Albashır’in de bulunmuş yer aldığı 36 sanığın yargılandığı davada mahkeme, 3 sanığın üstlerine müeccel suçun değiş tokuş ihtimali ve vakfedilmiş kaldıkları müddet de dikkate alınarak tahliyesine hükmetti.

Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım 2022 Pazar haset bombalı yan yana terör saldırısı gerçekleşmiş, vakada 6 can hayatını yitirirken, 99 can de yaralanmıştı. Olaya bağlı davanın görülmesine bitmeme edildi. İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nde tanıdık duruşmada aralarında Ahlam Albashır’ın da bulunmuş yer aldığı 12 vakfedilmiş maznun ve yan avukatları amade bulundu. Duruşmaya birtakım vakfedilmiş sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kanalıyla bağlandı.

Taksim ve Fatih’e beraberce keşfe gittiği tez edilen maznun konuştu

Duruşmada defans işleyen suça sürüklenen bebek Ahmet E., iddiaların hiçbirini bildirme etmediğini söyleyerek, “Esenler’de iş durumunda çalışmaya başlayınca Ahlam’ı orada tanıdım. Ben kıymetlendirmek istemiyordum, beni güçlükle indinde götürdü. Taksim’e yan yana el gittim, Fatih’e de gitmiştik. Çok ışık çekiyordu bunun sebebini sordum. Bana ‘ablam burayı etmek istiyordu, onun düşüncesince çekiyorum’ dedi. O eş tek konuşmuyordu, 24 vakit masanın altında yatıyordu. Suçlamaları bildirme etmiyorum” dedi.

Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanıkların üstünde müeccel suçun nitelik ve mahiyetini de dikkate alarak alıkonulma hallerinin devamına değişmeyen verilmesini arzu etti.

Kız kardeşiyle bahsetmek istediğini söyledi

Tahliye isteklerine bağlı diyecekleri sorulan maznun Ahlam Albashir, “Sadece kız kardeşimle bahsetmek istiyorum” biçiminde cevap verdi.

“Benim işim onu alıp ayrıksı yere götürmekti’’

Duruşmada defans işleyen vakfedilmiş maznun Ahmed Carkes, “Benim işim deniz hırsızı taksicilik, Ahlam’ı almaya gittim lakin bu kızı henüz ilk tek görmedim, tanımıyorum. Benim işim onu alıp ayrıksı yere götürmekti. Zaten eski seksiyon beni tanımadığını da söylemişti. Kesinlikle tek tanışıklığımız, irtibatımız yoktur. Terörist değiliz, terörle de yan yana alakamız yoktur. Bana yöneltilen suçlamaları bildirme etmiyorum tahliye ve beraatımı arzu ederim’’ dedi.

‘’O müşterilerini öldürdü lakin cezaevinde de bizi öldürüyor’’

Tutuklu sanıklardan Hatice El Kurdi savunmasında, “Bizim tek şeyle alakamız yoktur. Ahlam’ı ne tanırım, ne de ki bulunduğunu bilirim. Normal yan yana insanoğlu kabil yan yana tün patron devrisi devir gidecekti, bundan dolayı mihman ettik. Bizimle oturmuş yer aldığı esnada da tek nesne söylemedi. Biraz oturduk, bizimle aşındırmak yedi. İsmini bile bilmiyorduk. Ne orada ne Türkiye’de tek yerde görmedik, tahliyemi arzu ederim. O müşterilerini öldürdü lakin cezaevinde de bizi öldürüyor. Biz bu ülkeyi bayıla bayıla geldik” dedi.

“Biz bu olayın kurbanıyız”

Savunmasında onları evine aldığında insanlık niyetine aldığını tamlayan vakfedilmiş maznun Rama El Taha, “Eşi bizlere o denli ısrar etti ki 2 güne ev kiralayıp gideceğiz söylediği düşüncesince ve babasız olduğunu, fukara bulunduğunu söylediği düşüncesince evime aldım. Bilal bizimle ait Ahlam’a ne diyordu tek bilgim yoktur. Hiçbir örgütle alakam yok, hiçbirini bilmem, isimlerini üstelik duymadım. Biz bu olayın kurbanıyız” ifadelerini kullandı.

3 sanığa tahliye

Alınan savunmaların arkası sıra boşluk kararını açıklanan mahkeme, sanıklardan Mesut Hesso, Muhammed Şiho ve Zekariya Muhammed Şemmuni’yi üstlerine müeccel suçun değiş tokuş ihtimali yer aldığı ve tutuklulukta kalmış yer aldığı süreyi de dikkate alarak taşınmazlar dışına depar belgesi yasağı şeklindeki adli arama şartıyla tahliyesine değişmeyen verdi. Diğer sanıkların ve suça sürüklenen evlatların alıkonulma hallerinin devamına mütehakkim heyet, duruşmayı 13 Kasım’a erteledi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanmakta olan iddianamede, Albashır’ın ‘devletin birliğini ve iklim bütünlüğünü bozmak’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘silahlı terör örgütüne organ olmak’ suçundan 7 sene 6 aydan 15 yıla kadar, ‘tasarlayarak bombardıman şekli ile çocuğa gönül rahatlığı üstelik bile öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘tasarlayarak bombardıman şekli ile üstelik bile öldürme’ suçundan 5 kere ağırlaştırılmış müebbet, 99 insana gönül rahatlığı ‘tasarlayarak bombardıman şekli ile üstelik bile öldürmeye teşebbüs’ suçundan bin 930 sene 6 aydan 2 bin 970 yıla denli ve ‘tehlikeli maddelerin destursuz namına bulundurulması yahut el değişitirilmesi’ suçundan 12 yıldan 24 yıla denli peyda etmek az daha toplamda, 7 kere ağırlaştırılmış müebbet ve bin 949 sene 6 aydan 3 bin 9 yıla denli hapsi arzu edildi.

İddianamede, aralarında firari maznun teşkilat elebaşlarından Cemil Bayık’ın da bulunmuş yer aldığı öteki şüphelilerin ise 7’şer kere ağırlaştırılmış müebbet ve bin 938 yıldan 3 bin 16 sene 6 taban denli dam cezasına çarptırılmaları arzu edildi.

Kaynak: IHA