Kanserde tedavi şansı artıyor

Her ne kadar çevre ve yaşam koşulları kanserin ana nedeni olsa da, kendi kendimizin doktoru olup...

Kanserde tedavi şansı artıyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Her ne kadar çevre ve yaşam koşulları kanserin ana nedeni olsa da, kendi kendimizin doktoru olup dikkat edeceğimiz bazı önlemler, yaptıracağımız bazı ücretsiz taramalarla korunmak, hatta tıptaki gelişmelerle hastalığın ilerleyen aşamalarında bile yeni tedavilerle iyileşmek mümkün.

Ülkemizin kolorektal cerrahi alanında referans hekimlerinden biri olan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cem Terzi, kalın bağırsak kanseri hastalarının, yaklaşık yüzde 50’sinin uygun tedaviler ile tamamen kurtulma imkânı olduğunu söyledi. Özellikle rektum kanserinde son on yılda cerrahi tedavideki başarının sağ kalımı artırdığını belirten Terzi, “Hastaların iyileşmesi ya da sağ kalımlarının uzaması, teşhisin erken evrede konması ile mümkün. Sosyoekonomik ve kültürel faktörler sağ kalımda önemli bir role sahip. Yoksul insanlar ve kültürel nedenlerle makat muayenesinden çekinen insanlar, tarama programlarına ulaşamamakta ya da geç kalıyor. Bu nedenle devletin kalınbağırsak ve rektum kanserini büyümekte olan bir halk sağlığı sorunu olarak görmesi, sağlık hizmetine erişimi kısıtlı olan insanların tarama programlarına dahil etmesi ve farkındalık yaratılması çok önemlidir. Sadece kolonoskopi ile yılda 10 bin kişinin erken teşhis ile hayatı kurtulur” dedi.

40 yaşından sonra kolonoskopi önemli

Prof.Dr.Cem Terzi, rektum kanserlerinin  erkeklerde daha sık görüldüğünü belirtti. Kanserlerin genelde bağırsak içindeki küçük poliplerde zaman içinde geliştiğini ve milimetrik bir polipten kanser gelişme süresinin yaklaşık on yıl olduğunu söyleyen Terzi, “Bu aslında hastalığın önlenmesi için büyük bir şanstır. Hiçbir bağırsak yakınması olmayan, 40 yaşın üzerindeki kişiler, kolonoskopi yaptırırlarsa polipler temizlenir ve kansere dönüşümün önüne geçilir. Kalınbağırsak ve rektum kanserinin belirtileri makattan kanama, dışkılama alışkanlıklarında değişiklik ve kansızlıktır. Karın ağrısı ve kilo kaybı çok ileri evrelerde ortaya çıkar. Ülkemizde hekime başvuran hastaların yüzde 60’ı maalesef ileri evredir, yani kanser ya lenf bezlerine ya da karaciğer gibi uzak organlara sıçramış durumdadır” dedi.

Kalınbağırsak ve rektum kanserinde, hastaların yüzde 80’inde ilk ve asıl tedavinin cerrahi olduğunu ve yarısının tamamen iyileştiğini ifade eden Terzi, “Bu hastaların yüzde 20’si de hekime başvurduklarında ileri evrede ve kemoterapi, radyoterapi gibi tedaviler de gerekir. Pek çok bilimsel çalışma, hastaların sağ kalımında cerrahın yeteneğinin ve tecrübesinin kilit faktör olduğunu göstermiştir. Hastanın yaşadığı bölgede bir kolorektalcerrah varsa ona başvurmak doğru bir tercih olacaktır. Ülkemizde genel cerrahların da kalınbağırsak ve rektum kanseri cerrahisini başarıyla uyguladıklarını söylemeliyiz” dedi.

Gençlerde görülme sıklığı artıyor

İstatistiklere göre, her yıl Türkiye’de 20 bin kişi kolon ve rektum kanserine yakalanıyor, son 10 yılda kolon kanserine yakalanma oranı 2 kat arttı. Kalın bağırsak kanseri vakalarının yüzde 10’u 50 yaş altında gerçekleşiyor. Bu oran her geçen gün artıyor. Cem Terzi verileri şöyle yorumladı: “ Bu da gösteriyor ki, kalın bağırsak kanserleri gelecekte genç nesillerin hastalığı olacak. Solduğumuz hava, içtiğimiz suyun kirlenmesi gibi çevresel koşullar ve yaşam koşullarımız kadar, ‘genç yaşta kanser olmaz’ düşüncesi ve rektal muayeneden utanılması, hastalıkların ilerlemesine neden oluyor. Kan testleri ve kolonoskopi gibi çeşitli tarama yöntemleri mevcut. Ülkemizde bunlar ücretsiz yapılıyor.”

“Geleneksel Türk mutfağı en büyük silahımız”

Prof. Dr. Cem Terzi katkılı hazır gıdaların, özellikle de salam, sosis gibi işlenmiş besinlerin tüketilmesi halinde kanser oranlarının daha da artacağını vurgulayarak, şöyle konuştu: “Batı tipi beslenme tarzına geçersek tip 2 diyabet, kanser gibi hastalıklar artacak. Hazır gıdalar, gazlı ve şekerli içecekler, burger, pizza kızartma gibi besinler riski artırıyor. Devlet bu konuda önlem almalı ve halkın sağlığını koruması için bu tür yiyeceklere sigara ve alkolde olduğu gibi vergileri artırarak,tüketimi aşağı çekmeli. Geleneksel Türk mutfağı da kansere karşı en büyük silahımız. Beslenme seçimimiz gelecek neslin sağlığını belirleyecek. ”

Kansere karşı alınabilecek önemler:

Birinci ve ikinci derecedeki aile bireylerinde kalın bağırsak ve diğer kanserler sorgulanmalı,
dışkıda gizli kan testi ve kolonoskopi taramalarının düzenli yaptırılmalı,
kendi kendimizin doktoru olmalı, vücudunuzda iyi gitmeyen bir durum varsa mutlaka konunun uzmanlarından ikinci bir görüş alınmalı,
düzenli egzersiz yapılmalı,
fazla kilolardan arınma, dengeli beslenmeli, tam tahıl, sebze, meyve, lifli gıda tüketilmeli, kırmızı et tüketimi azaltılmalı,
sigara ve tütün ürünleri kullanılmamalı,
ırı alkol alınmamalı.

Bu belirtilere dikkat!

Karın ağrısı,
makattan kanama,
açıklanamayan kansızlık,
solukluk,
bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, kabızlık-ishal, tıkanma.

Kimler tarama yaptırmalı

Daha önce geçirilen bağırsakta polip ya da ülser türü hastalık öyküsü olanlar,
ailede bağırsak kanserine yakalananlar,
yumurtalık ve meme kanseri geçirenler,
lifsiz, katı ve hazır ve katkılı gıdalar ağırlıklı beslenenler
40 yaşı geçenler daha fazla risk altında.

HİPEK tedavisi, karın zarına yayılmış kanseri iyileştirebiliyor

Genelde bağırsak, yumurtalık, mide, meme ve pankreas kanserlerinin karın zarına sıçramasıyla oluşan peritonealkarsinomatozis hastalığına bir süre öncesine kadar “tedavi şansı yok” gözüyle bakılırken,  HİPEK denilen bir işlemle tedavi şansı artıyor. Prof.Dr.Cem Terzi, tümörün iyi bir şekilde temizlenmesinin ardından ameliyat sonrası karında kalabilecek gözle görülemeyen tümör hücrelerinin, ısıtılan kemoterapi ilaçlarıyla karın zarı boşluğunun yıkanarak iyileşme şansıolduğunu söyledi.

Eskiden bu hastalara yalnızca kemoterapi tedavisi yapıldığını ve 5-12 ay gibi süre yaşayabildiklerini belirten Prof.Dr.Terzi, “1990’lardan itibaren agresif cerrahi ile karın içindeki tümörlerin tamamen temizlenmesi ve ardından HİPEK yapılması gündeme geldi. HİPEK, ameliyat sonunda karın içine yüksek sıcaklıkta kemoterapi ilacının uygulanması demek. Yüksek ısı ve yüksek doz kemoterapi karın içinde kalmış 2.5 mm’den küçük tümörleri yok edebiliyor. Bu sayede sağ kalım 2 kat uzuyor ve ya tamamen iyileşebiliyor” dedi.

Cem Terzi, SRC ve HİPEK tedavisiyle hastanın tam olarak tedavi edilebildiği gibi bazı durumlarda yeniden nüks edebildiğini, tüm hastalar tedavi edilemese bile hayatta kalma sürelerinin uzadığını söyledi. Terzi, işlemin her hastaya yapılamayacağını vurgulayarak şu bilgileri verdi:  “Bir cerrahın bu ameliyatı öğrenmiş olması için ortalama 100 ameliyat yapmış olması gerekir. Bu çok zor bir tedavidir ve hastaların bir tıbbi onkolog, bir kanser cerrahı, bir radyasyon onkoloğu ve peritoneal karsinomatozisi derinlemesine bilen bir patologdan oluşan multidisipliner bir ekip tarafından dikkatli bir şekilde değerlendirilmeleri gerektirir.”

Karaciğer metastazında tedavi şansı

Cem Terzi, kalın bağırsak ve rektum kanserinin en çok karaciğere, ardından akciğer ve karın içi zarına sıçradığını, bu tür metastaz yapmış kolorektal kanserde multidisipliner (pek çok branşınbirlikte çalıştığı), kişiselleştirilmiş tedavinin sağkalıma olumlu katkıları olduğunu söyledi.

Kolorektal kanserlerde ölümün en önemli sebebinin karaciğer metastazı olduğunu belirten Terzi, şöyle konuştu: “Hastaların dörtte birinde tanı anında karaciğer metastazı görülürken, diğer hastaların da uzun dönem izleminde yarısından fazlasında karaciğer metastazı gelişiyor. Karaciğer metastazlarında hastalığın tamamen yok edilmesi ya da uzun dönem sağkalıma ulaşmak günümüzde bir kısım hasta için mümkün. Kemoterapiye metastaz cerrahisinin eklenmesi hastaların yüzde 30’una kür şansı sunuyor. Günümüzde karaciğer cerrahisinin başarısı artarak, komplikasyonoranları azaldı. Özellikle parankim koruyucu cerrahi denen karaciğer hacminin büyük bir kısmı korunurken sadece tümörlü kısımların çıkarıldığı cerrahi teknikler, hem başarılı hem de güvenlidir.”

Prof.Dr.Cem Terzi, başlangıçta ameliyat edilemez ya da ameliyatla çıkarılamaz denen karaciğer metastazlarının ‘tedavi penceresi’ denen etkin kemoterapi ilaçları sayesinde özellikle hedefe yönelik akıllı ilaçların kullanılmasıyla ameliyat edilebilir hale geldiğini söyleyerek, şunları aktardı: “Kemoterapi sonrası cerrahi ve ardından tekrar kemoterapi ile bazı hastalar kurtarılabiliyor. Günümüzde metastaz yapmış kolorektal kanserde metastazın sayı, boyut ve yerleşim özelliklerinin önemi olsa daküratif cerrahi tedavi için engel oluşturmaz. Üstelik metastaz cerrahi asıl tümör olan bağırsak kanseri cerrahisi ile eş zamanlı yapılabiliyor. Bu hastalarda karaciğere yeniden metastaz olursa tekrarlayan girişimlerin başarı şansı birincil girişimlere neredeyse eştir. Karaciğer dokusunun mümkün olduğunca korunması tekrarlayan girişim şansını artıran en önemli faktörlerden biridir.Akciğere olan sıçramalarda da benzer bir yaklaşım izleniyor. Bu hastalarda cerrahi ve/veya radyoterapi (ışın) tedavisi ile iyi sonuçlar alınıyor.”

Kalın bağırsak hastalıklarının tedavisi bu merkezde

Kalın bağırsak ve rektum hastalıklarının cerrahi tedavisi, bu alanda özel uzmanlık gerektiren bir alan. Uzun yıllar Dokuz Eylül Üniversitesi’nde birlikte görev yapmış, kolorektal cerrahi ve proktoloji alanlarında deneyimli Genel Cerrahi Uzmanları Prof.Dr.Cem Terzi ve Prof.Dr. Emre Canda tarafından, İzmir Alsancak’ta bir süre önce Kolorekral Cerrahi-KRC ” adıyla bir merkezde hizmet veriyor.

Kolon ve rektum kanseri başta olmak üzere bağırsak hastalıkları, karın bölgesine sıçramış kanserler, karın içi sıcak kemoterapi (HİPEK) ve hemoroid, fistül gibi anal bölge hastalıklarında hizmet sunan KRC  Kliniği, genel cerrahi alanında dünyada bir üst ihtisas alanı olan kolorektal cerrahi ve proktoloji konusunda yetkin bir merkez.

KALIN BAĞIRSAK KANSER RİSKİNİZİ HESAPLAMAK İSTER MİSİNİZ ?

Soru 1: 50 yaşın üzerinde misiniz?

Evet​​Hayır

Soru 2: Geçmişte kalın bağırsağınızdan polip veya kanser alındı mı ?

    Evet​​              Hayır

Soru 3: Ailenizde kalın bağırsak polipi veya kanseri var mı ?

      Evet​​             Hayır

Soru 4: Yağdan zengin gıdaları lifli gıdalara tercih ediyor musunuz ?

     Evet​​             Hayır

Soru 5: İltihabi bağırsak hastalığınız (örneğin ülseratif kolit) var mı ?

       Evet​​           Hayır

Soru 6: Bağırsak alışkanlığınızda kalıcı belirgin bir değişiklik oldu mu?

      Evet​​            Hayır

Soru 7: Meme, yumurtalık veya rahim kanseri nedeni ile tedavi gördünüz mü ?

    Evet​​                         Hayır

Yukarıdaki sorulardan birine bile evet cevabı verdiyseniz siz de risk grubundasınız demektir.

Risk grubunda olmanız kalın bağırsak kanseri olduğunuz anlamına gelmez. Sadece tarama yöntemleri ile araştırılmanız gerektiği söylenebilir.