TİP Genel Başkanı Erkan Baş “Siyasi bir kararla karşı karşıyayız”

TBMM’de düzenlenen yemin törenin milletvekili seçilen avukat Can Atalay’ın tutuklanması üzerine bir açıklama yaptı, “Sadece özgürlük...

TİP Genel Başkanı Erkan Baş “Siyasi bir kararla karşı karşıyayız”
TAKİP ET Google News ile Takip Et

TBMM’de düzenlenen yemin törenin milletvekili seçilen avukat Can Atalay’ın tutuklanması üzerine bir açıklama yaptı, “Sadece özgürlük değil, Hatay halkının sözü engellenmiştir” denildi.

Erkan Baş’ın yaptığı açıklama şöyle:

“Bugün yemin töreni için toplanan genel kurulda Hatay milletvekili Can Atalay’ın katılımı engellenmiş durumdadır.

Can Atalay, 14 Mayıs’ta milletvekili seçilmiştir. 25 Mayıs’ta mazbatasını almıştır. Resmî sonuçlar, 30 Mayıs’ta resmî gazetede yayımlanmıştır. Bugün de 2 Haziran’da Türkiye İşçi Partili milletvekili ve avukatlarıyla birlikte TBMM kaydı yapılmıştır. Bugün itibariyle Can Atalay’ın seçilmiş Hatay milletvekili olduğu 4. kez resmen tescil edilmiştir.”

‘Siyasi bir kararla karşı karşıyayız’

“Bu gerçek apaçık ortadayken, bugün TBMM’de yemin törenine katılması engellenen, sadece Can Atalay değildir. Sadece Atalay’ın özgürlüğü engellenmemiştir. Hatay halkının sözü engellenmiştir. Hatay halkının sözünün Meclis’e taşınması engellenmiştir.

Her konuda milletin iradesi, sözünü dilinden düşürmeyen iktidarın, bu açık hak gaspına sessiz kalarak onay vermesi kayıt altına alınmalıdır. Türkiye’de hukukun, yargının geldiği noktayı takip eden herkes, an itibariyle siyasi bir kararla karşı karşıya olduğumuzu bilmelidir.

Anayasa’nın 83. maddesi açıktır. Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, meclisin karar olmadıkça tutuklanamaz, yargılanamaz ve tutulamaz.

Bu kadar açık hüküm varken, mahkemelerin açık hükme rağmen herhangi bir yorum hakkı ya da herhangi yorum yetkisi yoktur. Derhal tahliye kararı verilmedir. Tahliye kararının verilmemesi açıkça Anayasa’nın ihlal edilmesidir. 

Tahliye için herhangi bir başvuruya dahil gerek bulunmadığı kanaatindeyiz.
Bu kararın verilmemesi, Anayasa ihlalidir. Tahliye için, herhangi bir başvuruya dahil yapılmadan kendiliğinden tahliye kararı verilmesi gerekirken, 8 gün önce avukatlar aracılığıyla başvuru yapılmasına rağmen hâlâ bir kara verilmemesi suç teşkil eder.

TCK 109. maddesi der ki, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmanın cezası 10 yıla kadar hapistir.’

Burada hukukî bir süreçten söz edemeyeceğimiz, siyasi bir sürecin işlediği ortadadır.

25 Mayıs günü yargıtaya tahliye dilekçesi verilmiştir.
Yapılması gereken ilgili ceza dairesine gönderilmesi ve ilgili ceza dairesinin de önüne gelen dosya kapsamında hemen tahliye kararını verilmesidir. “

‘Gezi’nin en güzel çocuklarının avukatıdır’

“Can Atalay, Somalı Ermenekli maden işçilerin, Aladağ’da tarikat yurdunda can verenleri, Çorlu tren katliamında ölenlerin, Hendek havai fişek faciasında yaşamını yitiren işçilerin avukatıdır. Can, gezinin en güzel çocuklarının avukatıdır.

Dün tutuklanması da, bugün tahliye edilmemesi de tümüyle hukuka aykırıdır. 

Buradan yurttaşlarımıza seslenmek istiyoruz. Depremin yarattığı yıkım ve travma devam etmektedir. Biz TİP olarak halkımıza söz verdik, bizlere mezar olan kentleri yapan inşaat düzeninden, buna yol açan siyaset düzeninden, deprem sonrası halkın yardımına koşamayan acziyetten halkımıza çatır satan haysiyetsizlerden hesap soracağız.

Halkın seçme ve seçilme özgürlüğü engellenmektedir. Seçilmiş bir milletvekilinin görevi engellenmektedir. Buradan bir kez daha gücümüzün yegane kaynağı olan halkımızı ve tüm muhalefet partilerinin Can Atalay özgürlük demeye ve sesimizi yükseltmeye çalışıyoruz.”

Haber Merkezi