Üç Kuşaktır Süren Bir Zanaat: Kalaycılığın Son Temsilcileri

Ödemiş'te, unutulmaya yüz tutmuş zanaatlerden biri olan kalaycılığı yaşatmaya çalışan Paklar Ailesi ile buluştuk. 'Öz Kalaycı'Dükkanında dededen toruna aktarılan bu mesleğin günümüzde karşılaştığı zorlukları ve geleceğini konuştuk.

Üç Kuşaktır Süren Bir Zanaat: Kalaycılığın Son Temsilcileri
TAKİP ET Google News ile Takip Et

“Ailemiz tamamen kalaycılıktan geliyor”

 

Kalay ustası Mustafa Paklar, ailesinin üç kuşaktır bu mesleği sürdürdüğünü söylüyor:

 

“Ödemiş doğumluyum, 43 yaşındayım. Dedem, babam ve ben üç kuşaktır bu dükkânda kalaycılık yapıyoruz. Dedemi tanıyorum, ondan önceki kuşakları birebir bilemesem de anlatılanlara göre dedemin babası da kalaycıymış. Yani ailemiz tamamen kalaycılıktan geliyor. Mesleğimizi severek ve özenle yapıyoruz. Çünkü biz bu işi yapmazsak gelecek nesiller bu mesleği göremeyecek.”

 

Zahmetli ama kıymetli bir iş

 

Eski ve yeni kalay işlemesi arasındaki farkları anlatan Pakdar, işin zorluklarını şu sözlerle dile getiriyor:

 

“Eski bakırın kalaylanması zahmetli bir iştir. Örneğin şu elimde gördüğünüz kazan yaklaşık 30 yıldır kalaylanmamış. Eski kalay tabakasını temizlemeden yenisini tutturamayız. Bunun için özel kimyasallar kullanıyor, bazen günlerce bekletiyoruz. Ayrıca kalaycılık son derece yorucu bir meslek. Saatlerce ayakta çalışmak gerekiyor. Ateşin sıcaklığı, duman ve is insanı yıpratıyor.”

 

Gençler ilgi göstermiyor

 

Paklar’a göre en büyük sorun, mesleği devam ettirecek gençlerin bulunamaması:

 

“Günümüzde gençler temiz ve kolay işleri tercih ediyor. Birkaç çırak yetiştirmek istedik ama kısa sürede kaçtılar. Dumanı, isi, sıcaklığı görünce gelmek istemediler. Halk Eğitim Merkezi ve sanayi meslek liseleriyle görüşerek kalaycılık dersleri açılmasını talep ettik. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Çünkü bu meslek kaybolmaması gereken çok özel bir zanaat.”

 

Gelecek nesiller için bir miras

 

Mustafa Paklar, her şeye rağmen mesleğini büyük bir tutkuyla sürdürüyor. Kalaycılığın geleceğe taşınması için çaba harcıyor ve bu zanaatın değerinin zamanla daha iyi anlaşılacağını düşünüyor.

 

Geleneksel el sanatlarının yok olmaması için verilen bu mücadele, sadece bir meslek değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın korunması anlamına geliyor.