Unutulmaya yüz tutuldular

Turgay Kılıç-Göksu Tekin / Yeni Kiraz

İyilik Bulaşıcıdır Derneği’nin Türk Sanat Müziği Korosu, huzurevi sakinleri için verdiği ilk konseri esnasında bazı huzurevi sakinleri, hemşire ve görevliler ile dans etti, koroyla şarkılara keyifle eşlik ettiler. Eğlenirken yüzlerindeki gülücükleri eksik olmayan yaşlı sakinler; kalan hayat enerjileriyle biten şarkının ardından elleri patlarcasına koroyu alkışladılar.

Dış dünya ile irtibatları sadece onları ara zamanlarda ziyarete gelen yakınları olduklarını ifade ederken, yaklaşık 5 yıldır huzurevinde kalan Murat Yılmaz, “Pandemi döneminde de sıkıntılarımız oldu. Burada iken her ay aşılarımız, testlerimiz yapıldı. Sadece dışarıyla irtibatlarımız, ailelerimizle görüşmemiz zor oldu. Bizimle olan yakınlık, ilgi alanında değişen bir şey olmadı. Pandemide kısıtlanmalar oldu, pandemi sonrası da her şey normale döndü. Ailelerimiz ziyaretlerine devam ettiler” dedi.

‘Anlayışlı kişilerin desteğiyle buradayım’

Aysel Manas, henüz üç günlük zaman dilimini paylaşıyor huzurevinde. “Beni kızım ikna etti evde. Evimde öleceğimi söyledim, ‘uğraşamıyorum’ dedi kızım. Ona da hak vermek lazım. Gençliklerini yaşamaları lazım, evde damat da vardı. Bencil olmamak lazım. Beni nihayet ikna edebildi. Şirin, pozitif bir hanım geldi. Gelen kişinin patron olduğunu sandım. Meğerse buranın (Sonbahar Aşkım Yaşlı Bakım ve Huzurevinin) müdürüymüş. İlk gün gerildim, isyan etmeye başladım. Buranın doktoru yok mu, bizimle ilgilenmesi lazım’ dedim. Ertesi gün de doktor geldi ve psikolojik anlamda ikna oldum. Şimdi de ikna olmuş durumda, anlayışlı kişilerin desteğiyle buradayım” dedi.

Şef Dr. Barış Doğan’ın öncülüğünde ve İyilik Bulaşıcıdır Derneği Başkanı Vesile Tıravoğlu’nun katkılarıyla başlayan konseri çok beğendiklerini ifade eden yaşlılardan Murat Yılmaz “Konser çok güzeldi. Sanatı televizyonlarda dinleyemiyoruz, iyi izleyemiyoruz. Hasret kalmıştık bu gösterilere. Çok hoşumuza gitti” dedi.

Aysel Manas, konseri şu şekilde ifade etti:

“Müzik ruhun gıdasıdır. Eskiden taş devrinde bile müzikle tedavi ederlermiş. İlaçsız, tedavisiz. Aşağı yukarı Avrupa’nın dörtte birini gezdim. Parayı saklayanlara çok kızıyorum. Şimdi elimde para, bir kâğıt parçasından ibarettir.”

Yaşlı bakım evinde 5 yılını dolduran Yılmaz, “Tekrar gelebilir misiniz? Bizde öyle bir durum var ki, alışkanlık yapıyor. Alışkanlık yaparız biz, her zaman gelmenizi isteriz” diyerek gazetemizin muhabirleriyle muhabbeti devamı etmesini talep etti.

Eşini kaybedince huzurevine yerleşti

Yaşlı İclal Aksu, birkaç yıldır burada ve kardeşlerinin bulunduğu İzmir’e geldi. Bursa’da eşini kaybettikten sonra Sonbahar Aşkım Yaşlı Bakım ve Huzurevi’ne yerleşen Aksu, “Memleketim Karadeniz, Çamlıhemşin’denim. Annemler de gitti, kala kala 5 kız kardeş kaldık. Burada ziyaret edeceğimiz yok. Kız kardeşlerim geliyor. İki tane kız kardeşim burada, onlar geliyor ziyaretime. Biri öğretmenlikten emekli oldu, diğeri noterden emekli oldu ve gitti.

Sadece o iki kız kardeşim hafta bir defa ziyaretime gelirler.”

Konseri çok beğendiklerini ifade eden Aksu, “Çok eğlendik. Konseri çok sevdik. Bunu bu yıl gördük. Yapılsa, güzel oluyor” dedi.

Şükran Yağsatan, ağır duyma engelliydi. Ailelerinden oğulları, gelini ziyaretine geldiğini anlatıyor, isyanını bastırmadan eleşritilerini sıralıyordu.

Konseri çok güzel bulduğunu da ifade eden Yağsatan, “Gönlüm gözüm açıldı. Keşke hep olsa. Bizi eski zamanlara götürdüler, içeride oturmaktan sıkılmıştım. Yatmaya gidince rahat ediyoruz” dedi.

‘Hap veren olsa içip kurtulacağım’

Günlük yapılan işleyişleri de anlatan Şükran Yağsatan, “06:00’da kaldırıyorlar. Bezimizi değiştiriyorlar. Aşağı yemek katına geçip 08:30/09:00 saatlerinde kahvaltımızı yapıyoruz. Sonrasında 12:00/12:30 saatlerinde de öğlen yemeğimi geliyor. Akşam yemeği de 17:00’da geliyor ve yatıyoruz aşağı. Hayat bu. Otur, yat, kalk; kımıldama. Hap veren olsa içeceğim, kurtulacağım. Bıktım bu hayattan” dedi.

Fatma Gülay, bakımevinde 2 yıldır yaşıyor. Ailesinden ziyarete gelenin olmadığına dikkati çekerken, bakıcıların onlara çok iyi baktığına işaret ediyor. Ailesinden kimsenin olmadığını ve bir başına kalan Gülay, pandemi sürecinde de yaşlı bakım evinde iyi geçtiğini ifade ederken, konserden de keyif aldığını vurguladı.

Sonbahar Aşkım Yaşlı Bakım ve Huzurevi müdürü Aysel Demir, “Çalışmalarımız 2018’de açtım ilk kurumu ve devamında da ikinci kurumu açtım. Şimdi üçüncü kurumu açmak üzere hazırlıklarımız var. Sağlıklı yaşam evleri adına, onur duyuyorum. Geleceklerimiz, baş taçlarımız, büyüklerimizdir hepsi. Gerçekten en güzel hizmete layıklar. Birçok yerlerde bu tür hizmetler vardır; ama gerçek yürekle, vicdanlı hizmeti ancak elimizde yaparsak anlarız.

Tabii ki herkes bir şeyler yapmaya çalışıyordur. Biz farklı düşünüyoruz.

Gelen misafirlerimizin karşılıyoruz, belirli bir saatlerde. Burada bulunan sakinlerimiz de ailelerinden uzak kalmasına gerek kalmıyor bu sayede. Belirli saatlerde kabul etmemizin sebebi, gündüz tedavilerin olmasından kaynaklıdır. Fizik tedavisi, uyku ve banyo saatleri mevcut. Programlarımızı da ziyaretlerimizi kısıtlamadan halletmeye çalışıyoruz.”

‘Burası bir hapishane değildir’

Yaşlı Bakım sakinlerini testlere ve ziyaretlere götürdüklerini ifade eden kurum müdürü Demir, “Senede birkaç defa geziye götürüyorum ve testler yaptırıyorum. Ayvalık’ta Cunta adalarına ve tekne gezilerine, Çanakkale turuna götürüyorum. İzin alıyorum kendilerinden ve Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığından, sonrasında 12 günlük geziler yapıyoruz. Onlara da dünyada gerçekten yaşamanın zevkli bir yer olduğuna inandırıyorum. Burası bir hapishane değildir. Her dalda yaşama hakları vardır” dedi.

‘Bize öğretilerinden yararlanmak’

İyilik Bulaşıcıdır Derneği Başkanı Vesile Tıravoğlu, “Büyüklerimizin bilgeliklerinden, bize öğretilerinden yararlanmak ve kasvetli günlerinde onlara ve bize neşe katmak için buradaydık” dedi.

Orkestra şefi Dr. Barış Doğan, Ege Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi görevini yürütüyor.

Müzisyen Doğan, “Müzik ruhun gıdasıdır. Ruh da bedenimizi yaşatan en önemli şeydir. Burada Sonbahar Aşkım Yaşlı ve Bakım Huzurevi’ndeydik. Tüm koromuz güzel bir performans sergiledi. Bizi izleyenler de eşlik ettiler. İzmir Marşı ile de konseri bitirirken, koronun şefi olarak da onlarla gurur duyuyorum. Tekrar buraya gelmek için de söz veriyorum. Bizleri çok güzel ağırladılar” dedi.

Huzurevi sakinleri, konserin ve yemek saatinin ardından bulundukları binalara hemşireler, asistanlar aracılığıyla tekerlekli sandalyelerle götürüldü. Konserden keyifli ayrılırken, yüzleri gülüyordu.