İlkokul çağlarında başlayan sınav maratonu, okul hayatının ilerleyen yıllarında hayatın hemen her alanına yayılarak devam eder. Orta öğretim süreci sonrasında baş edilmesi gereken üniversite sınavı, YDS, KPSS gibi sınavlar ise kişilerin hayatlarını şekillendirir ve hayattaki başarılarının derecesini belirler. Dolayısıyla bu sınavları düşünen kişilerin kaygılanması ve sınavlardan korkması gibi sonuçlar ortaya çıkabilir. Aslında bir miktar sınav kaygısı performansı olumlu şekilde etkileyen, kişileri sınavlara hazırlanmaya sevk eden ve istenilen bir durum olarak gösterilebilir. Ama bu kaygılar bazen sınırın ötesine geçerek olumsuz düşüncelere ve felaket haline getirerek başarısızlık korkusu ile performansın düşmesini sağlayabilir. Bu durumda ortaya çıkan kaygıya ve korkuya odaklanan kişi bunlara odaklanır ve sınava konsantre olması, hazırlanması mümkün olmaz. Kısacası sınav kaygısı hastalık boyutuna gelmiştir ve bu sorunu çözmek için uzmanlardan yardım alması gerekir.
Sınav kaygısının temel nedeninin özgüven problemi olduğu söylenebilir. Kendisine güveni olmayan, başaramayacağını düşünen, ailesine ve çevresine rezil olacağını düşünen bireyler sınav kaygısı problemi ile karşılaşırlar. Daha önce yaşanmış olan olumsuz deneyimler, olumsuz senaryolar yazma, kendi kendine olumsuz telkinlerde bulunma, uyurken sınavlarla ilgili kötü rüyalar, kâbuslar görme gibi durumlar sonucunda ortaya bazı bedensel duyumlar gelişebilir. Bunlar; el titremesi, çarpıntı, mide bulantısı, karın ağrısı vb. gibi şikâyetlerolabilir. Bu durumlar yaşanılan sınav kaygısı sorununun büyüdüğünü ve çok önemli bir problem haline geldiğini gösteren belirtilerdir. Özellikle ailesinden, öğretmenlerinden veya arkadaşlarından farklı tepkiler gören, kendisiyle alay edildiğini fark eden çocuklarda sınav kaygısı ortaya çıkabilir. Bu durum çocuğun özgüvenini zedeleyerek ilgili sorunu tetikleyebilir. Benzer şekilde başarılı olamadığı bir sınav sonunda çevresindeki kişilerden, ailesinden olumsuz tepkiler alan ve travma yaşayan çocuklar da sınav kaygısı sorunu yaşayabilirler. Daha önce elde ettiği başarıyı koruyamama korkusu ve daha bunlara benzeyen birçok farklı neden de sınav kaygısı sorununun ortaya çıkmasına sebep olabilir. Ayrıca panik atak, depresyon ve obsesifkompulsif bozukluk gibi psikolojik sorunlar da sınav kaygısının nedenleri arasında bulunabilir.
Hipnoterapi yöntemi, sınav kaygısını gidermede ve diğer farklı psikolojik sorunları gidermede çok başarılıdır. Sınav heyecanı konusunda hipnoterapi, çok kısa zamanda son derece yararlı sonuçlar ve yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Hipnoterapi, sınav kaygısı yaşayan bireylerin başaramama inancını değiştirebilir. Kişininmotivasyon ve konsantrasyonu arttırır, ders çalışmaktan keyif alarak öğrenme kapasitesini artırabilir.Bunun nedeni terapide, kişiye duygularını, düşüncelerini, davranışlarını, algılarını değiştirmeye yönelik telkinlerin direkt olarak bilinçaltı ile iletişim kurularak verilmesidir. Kişi, hipnoz altında iken uyku ile uyanıklık arasındaki duruma benzetilen bir halde bulunmaktadır. Yani kendisine hâkimdir, neyi konuşup neyi konuşmayacağını bilir ve karşılıklı konuşur ama sadece bilinçli, sorgulayanzihni tam olarak açık değildir. Bu nedenle belirli düşüncelerini değiştirmeye yönelik telkinleri (sorununu çözmek istemesi ve yaşam tarzı ile çelişmemesi durumunda) diğer yöntemlere göre daha kolay bir şekilde kabul eder. Sınav kaygısı konusunda örnek vermek gerekirse, üniversite sınavında başarısız olması sonucunda hayatta başarılı olamayacağı ve arkadaşlarının kendisiyle alay edeceği konusu genç bir zihne yerleşmişse, klasik terapi yöntemleriyle bunu değiştirmek çok zordur veya hastanın bazı ortamlara girmesi, egzersizler yapması gerekeceği için vakit alacaktır. Oysa hipnoterapi yöntemiyle üniversite sınavında başarılı olamasa bile birçok farklı alternatifinin olduğu hastaya telkin edilebilir, sınavda başarısız olması halinde ve arkadaşlarının kendisiyle alay etmeleri halinde durumu önemsememesi sağlanabilir. Dolayısıyla sınav kaygısını istenilen sağlıklı düzeyine çekmek ve kişinin motivasyonunu artırmak mümkün olur. Bu da birçok farklı psikolojik sorunda hipnoterapi yönteminin klasik terapi yöntemlerine oranla daha kısa süre içinde ve daha başarılı olabileceği anlamına gelir.
Kişinin sorununu çözmek istemesi hipnoterapinin başarısını etki eden en önemli unsurdur. Hipnoterapi ile ulaşılan sonucun düşüncelerin, davranış kalıplarının değişmesi ile gerçekleştiği ve kalıcı yani kesin sonuç olduğu da unutulmamalıdır.
