Konuştuğumuz dil aynı -Türkçe- olsa da onun farklı yanlarını kullandığımızı biliyor muyuz? Mesela sanat dili, bilim dili, konuşma dili vb. hiç duyduk mu? Evet aynı dil, bazı sebeplerden dolayı farklılaşabilir: Amaç bakımından;sanat dili genellikle estetik ifade ve duygusal etkileşim amacıyla kullanılır. Duygusal, imgesel ve mecazi bir dil tercih edilir. Bilim dili ise objektif gerçekleri aktarmayı hedeflediğinden doğru, kesin ve ölçülebilir bir dil kullanır. Konuşma dili ise günlük iletişim için kullanılan, sosyal etkileşimi ve anlaşmayı amaçlayan bir dildir.
Yapı bakımından; sanat dili genellikle şiirsel veya ritmik bir yapıya sahiptir. Dilin kullanımında ses, ritim, tekrarlar ve imgeleme büyük önem taşır. Bir şiiri vaya türküyü düşünün. Benzer sesler (redif-kafiye), nakaratlar olmasa kulağa hoş gelir mi? Bilim dili ise daha mantıksal ve yapısal bir yapıya sahiptir. Açık, mantıksal ve özlü bir ifade biçimi kullanılır. Konuşma dilinde daha serbest bir yapı vardır; kurallarını ise halkın çağdaş ihtiyaçları belirler..
Kelime ve dil bilgisi bakımından; sanat dili, sıradan kelime ve dil bilgisi kurallarından sıklıkla sapabilir. Yaratıcı ifadeler, yeni anlamlar, çağrışımlar ve mecazlar kullanılabilir”gecelerin dili, suskun haykırışlar…” vb. gibi yoruma muhtaç sözler bulunabilir. Bilim dili ise kesin terimler, tanımlar ve özel terminolojiler içerir. Belirli bir konuyu açıklamak için bilimsel terimler kullanılır. Konuşma dilinde ise bölgelere göre değişik kelimeler ve söyleyiş farklılıkları vardır. Öyle ki konuşan kişinin -eğer yöresel dilini kaybetmemişse- hangi bölgeden olduğu tahmin edilebilir.
Hedef kitle bakımından; sanat dili, genellikle estetik deneyimi ve duygusal tepkiyi hedefleyen bir kitleye hitap eder. İnsanların duygusal düşüncelerini, hislerini ve deneyimlerini anlamalarını sağlar. Bilim dili, bilimsel topluluklar, araştırmacılar ve uzmanlar arasında anlaşmayı hedefler. Teknik terimler ve karmaşık kavramlar içerir. Konuşma dili ise günlük yaşamda iletişim kurmak için kullanıldığından daha geniş bir hedef kitleye hitap eder.
İfade biçimi bakımından;sanat dili, sınırsız yaratıcı ifade biçimleri kullanabilir. Şiir, resim, dans, müzik gibi farklı sanat formları kullanarak duyguları ve düşünceleri ifade eder. Kullandığı bu formları istediği gibi şekillendirebilir. Böylece okuyucusunun veya izleyicisinin hayalinde çeşitli tasavvurlar çağrıştırır. Ancak bilim dilinde bir kelimeyi değişik anlamlarda kullanıp değişik çağrışımlar uyandırmak yoktur. Bilimde yorum ve çağrışım değil kesinlik ve açıklık vardır; dil, mantıksal bir yapıda olup tablolar, grafikler, deney verileri gibi objektif kanıtlar sunulur. Konuşma dilinde ise meram en kısa ve öz anlatılmaya çalışılır. Vücut dilinin bilinçli veya bilinçsiz ifade gücünden yararlanılır. “Yüreği yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu. Yıllar olmuştu. Şimdiye kadar neler düşünmüş nelerin hayalini kurmuştu. Hayalle gerçeği artık ayıramıyordu. Geçmiş miydi bunca dikenli yıllar? Dikenler güllere dönüşecek miydi?””Beyin,yaklaşık 86 milyar sinir hücresi olan nöronlardan oluşur. Nöronlar,elektrikselvekimyasalsinyalleraracılığıylailetişimkurarlar.Beynintemelişlevi,bunöronlararasındakikarmaşıkağlarvedevreleryoluylabilgiyiişlemekveiletmektir.””Ta uzaklara gitmeye lüzum yok. Bizim buradaki bakkala bi koşu gidip gelirim.” Bu cümlelerden hangisinin sanat, bilim, konuşma dili örneği olduğunu gösterebiliriz; değil mi?