Sosyal toplumda büyük bir gerginlik hâkim. Kimsenin tahammülü kalmamış gibi. Tek çare karşı tarafı susturmak, yok etmek ve o ân ortadan kaldırmak. Bu durum herkese travmatik bir duruma sokmuş.
Nitekim bunu Psikolog Şenel Karaman ile yaptığımız söyleşide önemli bilgiler edindim. Kendisi, bireysel psikolog incelemesinde bulunuyor. Ayrıca toplumsal sorunların, bireyden meydana geldiğine kanaat getiriyorum.
Ben de Türkiye’deki yaşanılan tüm sorunların travmatik etkilere dayandığını kendi yaşadıklarımdan biliyorum. Trafikte yaşanan kavgalar, ilişkilerdeki tartışmalar, esnafın arasındaki olaylar ve diğerleri… Kişinin kendi içindeki sorunuyla tartıştığını düşünüyorum.
Kişiler kendi iç dünyasında kavgaları dışarı yansıtarak aslında kendileriyle tartışıyor, kavga ediyor ve kendi iç dünyasındaki o sorunu yok etmeye çalışıyor.
Psikolog Karaman, yaşanılan sorunlara şöyle giriş yapıyor: “Biz zor günle geçiriyoruz. Bazı insanların bu zorlu günlerde kendilerini koruyabilecek yanları vardır. Ve bireyler durumun nasıl gittiğinin farkına varırlarsa, şu anda da kişisel planlarını yaparak yaşam tarzlarına geçebilmeleri gerekiyor. Bunun aksine hayatın hiç de acıması yok.”
Öz benlikte farkındalık
Farkındalığın bu derece önemli olduğuna değinen psikolog Karaman, aslında Türkiye gibi Ortadoğu’laşan toplumlar için çok zor; ama imkânsız değil. Yine de bu derece şiddet meyillisi insanların kendi öz benliğinin farkına varıp da şiddete karşı kendilerini eğitmeleri psikolog/uzman eşliğinde mümkün olabilir.
Planlar yapılmalı
Psikolog Karaman, planların üzerinde duruyor. Türkiye’nin girdiği depremler, pandemi, ekonomik kriz gibi olumsuz etkilerin travmaya dönüştüğü durumlar aslında çokça devam edeceğe benziyor. Bunun için de psikolog Karaman ise “Önümüzde bu sürecin birkaç yıl devam etmesi ve burada neler yapılacağına dair iyi bir plan yapılmalıdır. Trafikte ve işyerinde yetişkinlik evresini devrede tutmalılar. Biri çok fazla gergin ve öfkeliyse saldırgan hareketleri varsa, çevreye uymak yerine öne kendini kontrol edebilmesi ve kendini nasıl koruması gerektiğinin planlarını yapması lazım” diyor.
Geçmişe el sallamak gerek
Türkiye neleri atlatmadı ki? Her şeyi atlattı. Ne ekonomik krizler ne isyanlar gördük ne savaşlar… Her şeyi gördük, yaşadık. Atlattık çünkü geçti. Oysaki geçmişte kalanların en çok zarar verdiğini de görüyoruz. Psikolog Şenel Karaman ile yaptığım söyleşide bunun da önemli yapı taşlarını atıyor önüme. Planlı yaşamanın ne kadar önemli olduğunun altını çizerek şunları aktarıyor: “Bazı planları ve hayalleri olanlar hayatta kalıyor. Kendini nasıl koruyacağını bilen ve tartan insanlar bu günleri atlatabilmişlerdir. Sokakta, trafikte gergin insanları görüyoruz. Toplum da bir şekilde gerginliklerle baş etmenin bir yolunu bulmak zorunda. Böyle devam etmiyor. Bir şekilde bir başka şeylere evriliyor. Bu günlerin geçeceğini biliyoruz, çünkü hep geçmiştir. Toplumdaki gerginliği fark etmek ve bu gerginliğin olduğunu kabul etmek gerekiyor. Bu sebepten ötürü birilerini suçlu bulmak, suçlu aramak hiçbir şekilde fayda sağlamıyor. Bunların nasıl atlatıldığı ve kişinin kendini nasıl koruması gerektiğini düşünmesi gerekiyor.”
Ateş uzağı da yakıyor
Oysaki ülkede yaşanılan her olay sadece düştüğü, ortaya çıktığı yeri değil; her yeri az da olsa etkiliyor. Marmara depremi, Elazığ depremi, pandemi, Kahramanmaraş merkez üstü 11 ilde gerçekleşen depremler ve ötesi… İşte bunlar sadece bölgeyi değil en uzağı da etkiliyor.
Bu nedenle planlı olmanın ve farkındalıkla ilerlemenin tek çare olduğunu bilimsel ve ruhsal olarak da ele almış olduk.