Turgay Kılıç

Yerel seçimlere giderken sokaklarda umutsuzluk kokusu var

Turgay Kılıç

Umutların iyice tükendiğini görebiliyorum artık. Sokakta, kafelerde, kendini geliştirmeyi hayal etmiş gençlerin gözlerinde, emekliliği bekleyen yaş almışlarda, çiftçilerde ve nicelerinde… Öğretmenlerde ve yaşı henüz 18’e gelmemiş çocuklarda da durum aynı.

Bu umutsuzluğun Türkiye’yi esir ettiği dönemler, ülkenin can damarı haline gelen ‘bağımsızlık’ kavramını da öldürüyor. Ne demiş Mustafa Kemal Atatürk, “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım.

Bağımsızlığın ve umutsuzluğun bir arada olmasının en temel sebebi, ‘özgür’ olmaktır.  Ekonomide, eğitimde, sağlıkta, yaşam biçiminde ve alınan kararlarda…

Özgür olamadığımız herhangi bir yerde huzursuzluk, umutsuzluk ve bağımsızlık yok olur.

Ve Türkiye, şu an her alanda dışa bağımlı bir ülke haline geldi.

Türkiye, 14 ve 28 Mayıs’ta iki farklı seçim geçirdi. 14 Mayıs’ta milletvekili seçimleri ve cumhurbaşkanlığı ilk turu seçimleri, 28 Mayıs’ta ise cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerine girildi.

Seçimler bitti, yıllarda süren Sol ve Sağ çatışması neredeyse eşit dengelere oturtuldu. Ve bunun en büyük öncüsü ise Millet İttifakı’nda ‘Cumhurbaşkanı ben olacağım’ ısrarını sürdüren Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde yaşandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde artık mevcut iktidarın daha güçlü kanun çıkarma hakkı var. AK Parti ve MHP ile mücadele içine giren HDP, CHP ve Türkiye İşçi Partisi’nin yanı sıra İYİ Parti, şimdi de yeni parti üyeleriyle kavgaya, tartışmaya girişecek.

Millet İttifakı, AKP-MHP ile kavgaya girmek isterken, TBMM’ye yeni rakipler ekledi. Tabii kendilerinin bu konuda memnuniyetsiz olduklarını sanmıyorum. Yeniden Refah Partisi ve HÜDAPAR’ın Meclis’e girmesindeki yolu açan Millet İttifakı, seçimlerde birbirlerine atıp tutacaklar!

Nitekim kamera karşısında birbirlerine giren siyasetçiler, TBMM’de birbirlerine gülüyor, sarılıyor, aynı masada yemek yiyor!

Bunlar TBMM’nin kapalı kapılar ardında yaşanırken; aynı evde farklı ideoloji, farklı parti, farklı takım sevdası yüzünden baba-oğul birbirine giriyor, kuzenler birbirini bıçaklıyor, mahalle kavgaya tutuşuyor, kahvehane veya kıraathanelerde silahlı çatışmalar yaşanıyor!

Zihinsel ideoloji çatışmanın verdiği kavga bu!

Oysaki bunları temelini atan politikacılar, temsil ettiği insanlardan daha ucuza çorbayı, yemeği, eti, ekmeği TBMM’de afiyetle, kahkaha atarak yiyor.

Oysaki 7 bin 500 TL maaş alan emekli 30 gün boyunca nasıl geçineceğinin hesabını yaparken TBMM’deki emekliler ise 147 bin TL maaş alıyor. Tek yaptıkları kamera karşısında esip gürlemek.

İstifa ve kaybetmek kitaplarında yok

Seçimler bitti, kaybettiler. Hâlâ şehir şehir dolaşıp, otobüslerin üzerinden ‘Kazanacağız, hesap soracağız’ diyorlar. 20 yıldır halktan başka kimseden hesap soramadılar! Muhalefet, hesap sorar gibi davranıp ekonomide, eğitimde, parasal sağlık sisteminde ve her yerde halkı boğup ölüme terk etti!

Yıllarca ‘kuzuyu kurda emanet’ ettiler.

Gazeteciler hesap sormaya çalışırken, sessiz kalan muhalefetten cesaret alan mevcut hükümetle o gazetecileri fişleyip hapsettiler.

Başarısızlığı kabullenmeyen muhalefet, acil uyanmalıdır! Uykuda olan yurttaş değil, onlar uyandı!

Bu yüzden umutlarını kaybedenlerin sayısı bayağı arttı. İnsanların dilinde aynı şey, “Kim gelse de başa, aynı şeyi yapacak!

Haklılar. Kimsenin de enkaza dönmüş bir ülkeyi yönetmek istediğiniz sanmıyorum. Sadece bir ‘kazan-kazan’ oyunun içindeyiz. Ve bir diğer tabirle ‘danışıklı dövüş‘ün içindeyiz!

Ve muhalefet bu soruların cevaplarını almadan, seçimde aynı sonuçları görmeye devam edecek:

-28 Mayıs ve önceki seçimlerde kaç milyon göçmene vatandaşlık verildi ve kaçı oy kullandı?

-Seçimlerde usulsüzlük yapıldığına dair işaretler araştırıldı mı?

-Sınırların bu kadar güvensiz olmasındaki amaç nedir?

-Sığınmacılara sağlık ve ekonomide destek sağlanıyor iken, yerli vatandaş neden eziliyor?

-Devlet adına çalışan TÜİK, neden özel şirketlerin açıkladığı enflasyon verilerinden aşağı seviyede kalıyor?

Bu ve diğer soruları soramayan, cevaplarını da 20 yıldır alamayan muhalefet; yerel seçimlere hazırlanıyor!

Hazırlanın bakalım. Yüzde 25’lik tabanla herkesi çantada keklik sanmaktan vaz geçmelisiniz!

Yazarın Diğer Yazıları