21 bıçak darbesiyle öldürüldü

Ziya Ersoy, "Çakralarımın kapalı olduğunu ve çakralarımı açacağını söyledi. O sırada birden kendimden geçtim. Kendime geldiğimde, Şeyma Biran'ın ayak ucunda esas duruşta bekliyordum" dedi.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul Anadolu Adliyesi 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk celsesi görülen duruşmaya, tutuklu sanık Ziya Ersoy (51) ile tutuksuz sanık Abdullah Artut (41) katıldı. Duruşmada taraf avukatları da hazır bulundu.Sanık Ziya Ersoy savunmasında protez için fiyat araştırması yaptığını bu esnada Şeyma Biran’ın muayenehanesine girdini, ortağı olmadı için saat 16.00′ da tekrar muayenehaneye gittiğini ifade etti. Sanık, “Söylediği saatte tekrar muayenehaneye gittim. Beni muayene ederken ayağı bankoya takıldı, düşecek gibi oldu. Düşmesin diye benim elimi tutunca elim kanadı. Kağıt havlu ile benim elimi silerken bastırdı ve ‘Senin çok güçlü bir ruhun var. Çakraların kapalı, çakralarını açacağım, sana ücretsiz seans yapacağım’ dedikten sonra, yan odada taşlarının olduğunu, oradan güç alıp geleceğini söyledi.Bana, diğer doktoru Arif beyin reenkarnasyon uzmanı olduğunu, benim için de reenkarnasyon seansı yapabileceğini, daha öncesinde başka ruhları görmüş olduğunu ve Arif bey gelince detaylı olarak bakabileceğini söyledi. Ben de kendisine bu şeylere inanmadığımı söyledim. O da bana, inanacağımı söyledi. Çakralarımı açmak için vücudumun çeşitli yerlerine dokundu.

Her defasında kendisine engel olmaya çalıştım ama vücudum gittikçe ağırlaştı. Terlemeye başladım. Çantamdaki havluyu alıp elimi ve yüzümü sildim. O sırada birden kendimden geçtim. Kendime geldiğimde, Şeyma Biran’ın ayak ucunda esas duruşta bekliyordum. Şeyma’nın sol tarafı olduğu gibi kandı. Nefes almıyordu. Kendimi kontrol ettim. Bende herhangi bir yaralanma yoktu. Hayatımda ilk defa bir ceset gördüğüm için orada fenalaştım

Olay yerinde bulunan havlu, bıçak ve benim parmak izimin bulunacağı kağıt havlu, ıslak mendil gibi materyalleri koymak için bir çanta aradım. Şeyma’nın kapıda duran çantasını alıp içindekileri boşalttım ve materyalleri çantanın içine koydum. Ancak daha öncesinde bıçağı kağıt havluyla sildim. Tüm bu eşyaları Şeyma’nın çantasına doldurarak dışarı çıktım” diye konuştu.

“ELİMDEKİ YARAYI SORDU”

10-15 dakika yürüdükten sonra bir taksiye bindiğini anlatan Ziya Ersoy, “Eve gidemeyecek kadar kötü hissettiğim için arkadaşım Abdullah’ı aradım. Caddebostan sahilde olduğunu söyleyince oraya gittim. Onunla ve yanında bulunan arkadaşlarıyla biraz vakit geçirdim. Yanımda getirdiğim havlu, peçeteler, kağıt havlu ve tişörtümü burada çöpe attım. Daha sonra Abdullah’ın dükkanına gittik. Bana elimdeki yarayı sorunca, iskelede iki kişi ile omuz kavgası olduğunu ve biraz dalaştığımı ve orada yaralandığımı söyledim. Sonrasında annem aradı ve eve beklediğini söyledi. Ben de Abdullah’a, haftaya Çınarcık’a gideceğimi ve bıçağı kendisine bırakıp bırakamayacağımı sordum. Çınarcık’a giderken alacağımı söyledim. Önce kabul etmedi. Daha yeni aldığımı söyleyip kredi kartı slibini göstermem üzerine kabul etti. İşyerinden çıkarken sırt çantamı da o civarda çöpe attım. Olay nedeniyle pişmanım. Beraatımı istiyorum” ifadelerini kullandı.

21 bıçak darbesiyle öldürüldü