CHP neden kaybetti… İlk analiz Almanya’dan

CHP Berlin Örgütü, 2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri sonuçları doğrultusunda ‘Geleceğe Yönelik Düşünce ve Öneriler Raporu’ yayımladı. Yayımlanan raporda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun değişmesi gerektiği ifade edilirken, Millet İttifakı bileşenlerinin adayı yıprattığı rapor edildi.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“SÖYLEM DEVAM ETTİRİLMELİYDİ”

Seçimin ilk turunda geliştirilen olumlu havanın ikinci turda sert bir dönüşün seçmende inandırıcılık algısını değiştirmediği analizine istinaden şu yorum yapıldı; “ Negatif Kampanyaya Sert Dönüş: Birinci tur söylemlerimizden sonra, bir anda başta Suriyeliler olmak üzere korku yayan bir dile geçilmesi halkta kısmen karşılık bulmuş, oylarımızı bir miktar arttırmış ama seçim kampanyasını kazandıracak büyüklükte bir değişimi yaratmamıştır. Bir anda apayrı bir söylemin koyulması bir inandırıcılık sorunu yaratmıştır. Doğrusu, kullanabilecek bu tip söylemlerin zayıf bir biçimde ilk turdan ortaya konması ve ikinci turda, ilk 15 turdaki kampanyanın devamı olarak daha yumuşak ve dengeli bir kampanyayla devam edilmesiydi.”

“ZAFER PARTİSİ İLE YAPILAN PROTOKOL”

“İki tur arasında, diğer adayları temsil eden figürlerle görüşülmesi ve uzlaşı arayışı çok doğaldır” denilen raporda, “Bununla beraber bu arayışlar çok sert dönüşlere sebebiyet verirse, kısa vadede getirdiği oy kazancından daha fazlasını orta vadede partimizin tutarsız görülmesine sebebiyet vererek zarara dönüştürebilir. Bu protokolde partimizin bugüne kadarki duruşları açısından sorunlu üç temel nokta dikkat çekmektedir. İlki, Anayasamızın ilk dört maddesinin değiştirilmemesi ile ilgili konunun gündeme alınmaması gerekirdi. Bu durumun ters bir algı oluşturduğu saptanmıştır.  İkincisi, Güneydoğuda yaşayan vatandaşlarımızın en can yakıcı sorunlarından bir tanesi, özellikle yerel yönetimlerde, seçme haklarının sınırlandırılmasıdır. Yapılan protokolde ‘kayyım’ ibaresi Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşların şüphe ile yaklaşmasına neden olmuştur. Üçüncü olarak, Suriyeli sığınmacılarla ilgili partimizin bugüne kadar savunduğu politika hem Atatürk milliyetçiliği hem de sosyal demokrat ilkeler açısından tüm eksiklerine karşın genelde tutarlı bir açıdaydı. Ama Suriyeli mültecilere karşı gönderilme politikası iyi anlatılamadı.

YERELDE MUHALEFET MERKEZDE AK PARTİ

“2024 seçimlerini bizim kazanmamız halinde Türkiye’deki yeni siyasal denge perçinlenmiş olacaktır” denilen raporda, “Yerelde Millet, Merkezi Hükümette Cumhur’un var olduğu bir yapı olacaktır. Bu yapıyı en azından çoğunlukçu hükümetin baskısını hisseden seçmeninin nefes alması ve iktidarda yapacaklarımızın prototipi olarak göstermek yararlı olacaktır. Bu kurumların olası yasalarla zayıflatılmasının önüne geçilmeli, halkın belediyelerle birlikteliği sağlanarak toplumsal muhalefetin merkezi haline getirilmelidir” değerlendirilmesinde bulunuldu.

“HER PARTİ KENDİ TABANINA YÖNELMELİ”

“Muhalefette olan partilerin belirli toplumsal kesimleri seçerek onlara odaklanması, muhalefet partilerinin birbirlerine bu konuda söylemsel alan açma seviyesinde düşük seviyeli bir işbirliğini sürdürmesi gerekmektedir” analizi yapılırken devamında şu ibareler kullanıldı; “Burada en önemli koşul da muhalefet partilerinin birbirlerini hedef almamaları ve tüm enerjilerini iktidara muhalefetle harcamalarıdır. Geçmiş seçim sürecinde muhalefete muhalefet eden partiler, hedef olarak iktidarı zayıflatmayı değil, muhalefetten oy çalmayı hedefledikleri için bu gruplara ayrı bir siyasi strateji belirleyip, gerektiği yerlerde genel başkan seviyesinde olmasa da gerekli yanıtların verilmesi gerekmektedir.”

“GENEL BAŞKAN DEĞİŞMELİ”

Şu anda otoriter bir yönetime karşı oy vermiş yüze 48‘lik toplamın en büyük kaygılarından bir tanesi, iktidarı değiştirmeye muktedir değilken muhalefeti de değiştirmeye muktedir olmadığı duygusudur. Bu nedenle tüm doğru ve yanlışların ötesinde 13 yıllık bir dönemin sonunda, değiştirilemeyen bir iktidar karşısında, halkımızın aradığı siyasete müdahale edebilme arayışının tatmin edilmesi için bir genel başkan değişikliği gerekli gözükmektedir. Bu noktada bizim yöntem olarak düşüncemiz parti içinde birlik ve bütünlüğümüzün korunması adına bu değişim sürecinin Genel Başkanımızın önderliğinde yerel seçimler öncesinde yapılmasıdır. Bizim önerdiğimiz ve partimizin pek çok örgütünden gelecek fikirlerin harmanlanarak, en aşağıdan yukarıya dinamik bir biçimde uygulandığı bir kurultay sürecini geçirerek partimizin güvenli bir biçimde limana ulaştığını görmek hem örgütümüze, hem seçmenimize, hem de tüm topluma bir borcumuzdur. Genel Başkanımızın kendisini de içeren bu değişimin gerçek ve sağlıklı bir biçimde yapılmasıyla, ülkemizdeki tüm hak mücadelelerine en önde omuz vermiş ve partimiz içinde per çok ileri adımın mimamrı Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi yaşamındaki son ve en büyük madalyası olacaktır ve Türk siyasi tarihinin çok saygın bir noktasında kendisinin yer almasını sağlayacaktır.

CHP neden kaybetti… İlk analiz Almanya’dan

Yorumlar kapalı.