Ekonomik kriz taksileri de vurdu

İzmir'de bazı taksiciler geçimlerini sağlamak için saatlerce direksiyon sallıyor. Kimisi emekli olmasına rağmen, taksiciliği devam ettirirken; bazı taksi sürücüleri de güvenliği için araçta kamera sisteminin olmasını istiyor.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Turgay Kılıç- Yeni Kiraz/ İzmir’de bazı taksiciler geçimlerini sağlamak için saatlerce direksiyon sallıyor. Kimisi emekli olmasına rağmen, taksiciliği devam ettirirken, bazı taksi sürücüleri de güvenliği için araçta kamera sisteminin olmasını istiyor.

“GAYRİMEŞRU ALEMİN YOKLUĞU İŞLERİ AZALTTI”

Taksicilikten emekli 50’li yaşlarındaki Salih Erdaş, İzmir’de gayrimeşru alemin ekonomik krizden etkilenmesiyle taksi kullanımın azaldığına dikkati çekerek, “Emekliyim, 30 yılı aşkındır bu işi yapıyorum. Sabah saat 7’den öğlen 12’ye dek direksiyon sallıyorum. 5 saatlik bir çalışma sürem var. Bu sürede kazandıklarımla emekli maaşıma da katkı sağlamış oluyorum. Emekli olmadan önce, eski taksicilik daha güzeldi. Ulaşım araçları o kadar yaygın değildi. Metro ve rent a carlar yoktu. Gayrimeşru alemini kaldıran taksicilerdi. Nereden gidilir, nereye gidiliri onlar yapardı. Kumarcısı, alemcisi, pavyoncusu ücrete bakmazlar; fazla para verirlerdi. Bu gayrimeşru alem bitince, pek işler çıkmadı. Ekonomik krizler, alkol fiyatının artması da eklenince; gayrimeşru alem de bitti” dedi.

“ALKOLÜN ETKİSİYLE TAKSİMETREYİ GÖRMÜYORLAR”

Alkollü iken veya mekâna gitmek isteyenlerin sıklıkla taksi kullanımını arttırıp ve taksimetrenin işleyişine dikkat etmediğinin altını çizen Erdaş, “Bu işte alkol alan kişinin gözünde para küçüldüğünden, taksimetrede yazılana bakmıyor. Bir an önce taksiye binip, evine veya mekanlara gitmek istiyor bir an önce. Toplu taşımanın artması taksicilik sektörünü bitirmez. Avrupa’nın en gelişmiş ülkelerinde yerin altında metro olduğu halde, taksicilik yine devam ediyor. İnsanlar var olduğu sürece bu taksicilik sektörü devam edecek. Minibüs, dolmuş gibi sektörler kendini yok edecektir zamanla” dedi.

TAKSİCİLİK DE EV FİYATLARI GİBİ

Taksi plakalarının fiyatlarının tıpkı konut fiyatlarının serbest piyasa halinde yükselmesine işaret eden Erdaş, “Taksilerin artmasında da bir değişiklik olmaz, sektörü etkilemez. Mal sahiplerinin kendi aralarında düzenlediği piyasaya göre gidiyor; tıpkı ev fiyatları gibi. Biri bir taksiyi 5 trilyona alıyorsa; diğeri de belirli bir kıyaslama ile daha da fazla artırıyor fiyatı” ifadelerini kullandı.

“ERDOĞAN’I BASKILAYAN İLK SEKTÖR”

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı baskılayan ve geri adım atmasını sağlayan tek sektörün taksicilik sektörü olduğuna dikkati çeken emekli sürücü Erdaş, “Türkiye’deki taksicilik sektörünü Avrupa’nın standartlarına çekmek için Erdoğan, 15 yıl önce ‘taksi plakaları teneke olacak’ demişti. Avrupa’da nasıl oluyor; vergi levhasını çıkarıyorsunuz, bu işin eğitimini alıyorsunuz ve acentadan sıfır aracı çekip, vergi mükellefiyle bu işi yapmış oluyorsunuz. Erdoğan ise bu işe eğildiğinden; bütün Türkiye’deki ne kadar para bağlamış insanlar varsa, Erdoğan’a baskı kuran ve tepkiyi veren ilk sektör bence taksicilik sektörüdür. Ve geri adım attı Erdoğan. Çünkü trilyonlar bağlamış, başka bir vatandaş ise taksicilik eğitimi ve vergi mükellefiyetiyle sektöre girecekti ve taksici olacaktı. Eski dönemlerde taksicilerin sosyal güvenceleri yokken, şimdi bu güvence veriliyor” dedi.

Başka bir taksi durağından geçimini sağlayan 40’lı yaşlardaki başka bir sürücü olan Nihat Bayır ise “Rahatsızlığımdan dolayı 13 yıldır bu işi yapıyorum. İşletmeciydim daha önceki işimde. Ulaşım sektörü arttığından İzmir’de taksicilik zayıflamaz; bu trafikte zorlanıyoruz sadece” diye konuştu.

Ekonomik alanında yapılan işe göre kazancın değişkenlik gösterdiğini anlatan Bayır, “Yaptığımız işe göre değişir. Kazançta trafik çok olduğundan gidiş-geliş yolcu taşıma sayımız düşüyor. Trafik bizi zorluyor ve yoruyor. Alım satım ve vergilerde, ÖTV’lerde yardımcı olunursa daha iyi olur. Vergi ve ÖTV çok oluyor. Parçalarda ise fiyatlar yüksek olunca; bizi de zorluyor” ifadelerini kullandı.

“BAZI ŞÖFÖRLER 24 SAAT ÇALIŞIYOR”

Yurtdışında taksi sürücüsü arkadaşlarıyla konuyu konuşan Bayır, “Almanya’da çalışan arkadaşlarımız var, onlar çalışma saatlerinde yemek paydoslarını kendileri ayarlıyorlar. Yolcu gelse dahi almıyorlar. Onlar kendi standartlara uydurmuşlar ve sistemsel çalışıyorlar. Burada bir şoför gün geliyor 24 saat çalışıyor. Fazla çalıştığı için, kazanç da yaptığı işe göre değişiyor, gelir gidere göre değişiyor” dedi.

Aynı duraktan emekli Hüseyin Çertel de, “Özel sektörden emekli oldum. Emekli maaşı yetmeyince mecburen çalışıyorum. 10 yıldır çalışıyorum. Haftada 5 gün çalışıyorum ve hafta sonu aileme vakit ayırıyorum. Ve gün içinde aracı 14.00’da alıp eve 02:00’da teslim ediyorum. 12 saat çalışıyorum. Sektör hiçbir şekilde etkilenmez, çünkü parası olanlar taksiye biner, tasarruf etmek isteyenler de toplu taşımaya biner. Bir arkadaşımın da tavsiyesi üzerine girdim bu işe” dedi.

TAKSİLERE KAMERA SİSTEMİ

Taksi sürücüsü Çertel, bazı kişilerin taksi ücretini fazla bulup, ödemek istemediği için tehdit veya şantaj yaptığına işaret ederek, araçlarda kamera sistemlerinin olmasını istedi. Çertel, “Başta tüm kamera sistemleri taksilere takılsa iyi olur. Bazı bayanlar haksız yere suçluyor. Para vermemek için bağırmak, çağırmak istiyor. Bu olaydan korkuyoruz, güvenlik çok önemli. Öte yandan da bizlerin yanında kendimizi korumamız için bir şeyler bulundurmalıyız. Çünkü tehdit ediliyoruz bazen. Caydırıcı bir şeylerin olması iyi olurdu. Bazı tehlikeli yerlere götürüyor bizi ve o bölgede parayı vermiyor; tehdit ediyor. Bu da bizim tehlikede olduğumuzu sağlıyor” dedi.

Ekonomik kriz taksileri de vurdu