Ekrem İmamoğlu: Vazgeçmek yok

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Nevşehir Avanos’taki Ayhanlar Köyü’nde vatandaşlara; "Eksiklerimiz olabilir, hatalarımız olabilir. Bazı sonuçları henüz elde edememiş olabiliriz" ifadelerini kullandı.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri için geldiği Nevşehir’de bir dizi ziyarette bulundu. Ziyaretinde CHP İstanbul milletvekili Turan Taşkın Özer, İmamoğlu’na eşlik etti.

“BU TOPRAKLARDA OLMAK HEPİMİZE AYRI BİR HOŞGÖRÜ KATMALI”

Ziyaretlerine Ayhanlar köyünden başlayan İmamoğlu, Ayhanlar Cemevi’nin avlusundan hitap ettiği bölge halkına şunları söyledi:

“Güzel coğrafyamızın bu güzel Nevşehir’in inanılmaz bir güzelliği var. Tabiat harikası, doğa harikası yani bu toprakların bir insanı olmak gerçekten büyük bir sorumluluk, bir lütuf gibi… Hepimize bambaşka sorumluluklar yüklüyor. Dünyada bizden daha şanslı, herhalde bir toplum aslında olmaz. Ama bunun kadrini, kıymetini biliyor muyuz? Açıkçası o konuda eksiklerimiz çok. Bu topraklar binlerce yıllık medeniyetlere, dünyanın belki de insanlık tarihinin en özel anlarının yaşandığı ve yaşatıldığı yerlerde biz varız. Burada insanlar nice icatlar yapmış. Dünyanın bugün kullandığı teknolojilerin yaşadığı özel hayata dair birçok marifetin belki de ilk örneklerini, evin kurulmasından tarımın yapılmasına varıncaya kadar ilk örneklerini bu topraklarda yaşandı ve yaşatıldı. O bakımdan bu topraklarda olmak hepimize ayrı bir derinlik, ayrı bir hoşgörü katmalı… Bazen bu tarihe döndüğümde bugünkü çatışmalar, tartışmalar, ayrışmalar, kutuplaştırmalar, insanların hayatına şekil vermeler ya da insanların inancına şekil verme gayretlerini gerçekten üzülerek takip ediyorum.”

“UMUYORUM LAYIK OLURUM”

“Hacı Bektaş-ı Veli’yi ziyaretimin ilkini 2013’te yaşadım. Çok etkilendim. Hatta ‘niçin bu kadar geç buraya geldim’ diye de üzüldüm. Sonra her yıl buraya geldim. Bu benim Hacıbektaş’ı ziyaret anlamında 10 ya da 11’ncisi oluyor. Bu anma vakti için söylüyorum. Başka tarihlerde de birkaç kez yine ziyaret etme fırsatım oldu. Bu derinliği, bu topraklara katan, o yüzyılda Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Hazreti Mevlana’nın, Yunus Emre’nin, o dönemde yaşayan o güzel insanların bu topraklara yaşattığı ayrı bir aydınlanma dönemidir. Bunun en önemli kişiliklerinden birisi de Hacı Bektaş-ı Veli’dir. Çok özel miraslar bırakmıştır bize. Çok özel düşünceler. Bir olmanın birlikte olabilmenin çok özel duygusunu katmıştır bence bu topraklara ve insanlığa. Bütün derinliğiyle ben bu felsefeyi yaşayan ve hisseden bir insanım. Umuyorum layık olurum Hacı Bektaş-ı Veli’ye.”

“ALEVİLİK İNANCI BU TOPRAKLARIN ÇOK ÖNEMLİ BİR KÖKÜ”

“Hacı Bektaş-ı Veli o günden itibaren sunduğu o insana dair duyguları, düşünceleri, bir olmaya dair duyguları ve düşünceleri aslında bugün millet olma bilincimizin, bir arada olma bilincimizin kökenini oluşturuyor. Yani bizim aslında en kolay gerçekleştirmemiz gereken şey birbirini sevebilmek. Ama en zoru yapıyoruz bazen; düşmanlık, karşı olmak ya da insanları birbirine düşürmek ya da başkalaştırmak noktasında… Bu hususta da en fazla belki konuşulanlardan birisi de kişilerin inançlarına dair tartışma konuları. Bunun tartışılmasının halkına, insanına karşı büyük bir hakaret olduğunu düşünüyorum. Alevi Bektaşi geleneği, Alevilik inancı bu toprakların çok önemli bir köküdür derinliğidir.”

“CEMEVLERİNE KARŞI KÖTÜ DÜŞÜNCELERİ AYIPLIYORUM”

“Alevi vatandaşlarımızın ibadethanesi olan Cemevlerine karşı birtakım yürütülen kötü düşünceler ya da ifade etme biçimlerini ayıplıyorum. Ne yazık ki üzülerek bazen de utanarak izliyorum. Bunların hiçbirisi hoş değil. Alevi vatandaşlarımızın inançlarına ibadet evi olan Cemevlerine saygı duymayı ve hatta kamunun Cemevlerine dönük borcunu da ödemeyi kamunun buna hizmet etmesi gerektiğini, desteklemesi gerektiğini de defalarca ilettim, iletmeye devam edeceğim. Bu benim hem kişiliğim gereği ifade ettiğim şeyler hem de İstanbul gibi 16 milyon insanın yaşadığı yani 16 milyon insanın içinde, her inançtan, her kökenden insan var. Ben kendimi o insanların tamamına sorumlu gören bir belediye başkanıyım. Bir kişi bile olsa başka bir inanç olsa ve inancının gereğini yerine getirmekte ona hizmet etmemiz gereken bir husus var ise ona hizmet etmeyi kendime büyük bir sorumluluk görürüm.”

“İNANIN BUNUN PARTİSİ OLMAZ”

“Bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bunu başardık ve ülkemizdeki her kurumun böyle bakması gerektiğini düşünüyorum. Artık 16 milyonluk şehirde bizim göreve başladığımız günden itibaren bir İnanç Masamız var. O masada imam da var, papaz da var, haham da var, Alevi dedesi de var. Şafi inancına sahip vatandaşlarımızın melesi de var. Her inançtan temsilcinin bulunduğu kendi inancıyla ilgili yaşadığı birtakım sıkıntıları varsa dile getirdiği bir demokratik ortamı var etmiş olmanın gururunu yaşıyorum. Bu konuyu inşallah hep birlikte, el birliğiyle bu tartışmayı kaldıracağız. Bizim insanımıza kendi inancını yaşayabileceği ve yaşatabileceği ortamı ona sağlayan bir ülke yönetimiyle, bir yerel yönetimiyle buluşacağı ortamı ve dönemi inşallah ülkemize, milletimize hep birlikte yaşatmaktır, borcumuz. İnanın bunun partisi olmaz. Bunun siyaseti de olmaz. Bu insanlık borcudur.”

“BİR CUMHURİYET MÜCADELESİ VERİYORUZ”

“Birlik ve beraberliğimizin en büyük teminatı Cumhuriyettir. Cumhuriyeti hassasiyetle koruyacağız, geliştireceğiz. Onun demokrasi kanallarını açacağız, ferahlatacağız cumhuriyeti. Birbirimizi sevmeyi, saymayı, saygıyı en üst seviyeye hep birlikte taşıyacağız. Hiç kuşkunuz olmasın. Eksiklerimiz, hatalarımız olabilir. Bazı sonuçları henüz elde edememiş olabiliriz. Ama biliniz ki vazgeçmek yok, doğruyu bulmak, doğruyu yakalamak, iyiyi güzeli elde etmek, kolay mücadelelerle olmuyor. Biz de o mücadelelerin neferiyiz. Yüz yıldır bir cumhuriyet mücadelesi veriyoruz milletçe. İnşallah hep birlikte kurucusu Atatürk’ün Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanetini de en doğru, ilkelerini, prensiplerini ve cumhuriyetin değerlerini en doğru menzile hep birlikte kavuşturma mücadelesi vereceğiz. Ve bunu da başaracağımıza inanıyorum. İşte o zaman hem yaşadığımız toprakları korumuş, doğasını, suyunu, ormanını korumuş oluruz. Hem de gelecekte çok daha üretken, yaratıcı içinde mucitlerin olduğu, üretimin daha ön planda olduğu, yoksulluğun değil zenginliğin konuşulduğu, paylaşımın adil yapıldığı, adaletin en üst seviyede olduğu bir ülkeyi hep birlikte var ederiz.”

 

Haber Merkezi

Ekrem İmamoğlu: Vazgeçmek yok

Yorumlar kapalı.