Halk, borcu borçla kapatıyor.

Kredi kartından para çekip dolar veya altın alanlar sadece yüzde 10'u oluşturuyor. Geri kalanlar ise bu işlemi borçlarını ödemek ve yaşamlarını sürdürebilmek için yapıyorlar.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son bir haftadır Türk ekonomisi büyük bir kâbusla karşı karşıya. Ülkede gerçekleşen seçim sonuçları, ekonomik istikrarı derinden etkilemiş durumda.

Türkiye’nin risk primi 700 puanı aşarak rekor seviyelere ulaştı. Borsa sert bir düşüş yaşarken, Merkez Bankası’nın döviz rezervi eksi 70 milyar doları geçti.

Ekonomik felaket adeta kapıya dayandı, ancak bu durum pek çok kişinin umurunda değil gibi görünüyor. Sadece bir avuç insan feryat ederek “batıyoruz” diye haykırıyor.

Bu kriz, uygulanan ekonomik politikaların bir sonucu olarak ortaya çıktı. Bu politikalar, ülkeyi uçuruma sürüklüyor ve vatandaşların yaşamını zorlaştırıyor.

Merkez Bankası’nın kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarına sınırlama getirme kararı da durumu daha da kötüleştirdi. Bankaya göre, yüksek faiz oranları nedeniyle vatandaşlar kredi kartlarından para çekip dolar ve altın alıyor, bu da fiyatların artmasına sebep oluyor.

Tabii ki bu durum büyük bir tepkiyle karşılandı. Kredi kartından para çekip dolar veya altın alanlar sadece yüzde 10’u oluşturuyor. Geri kalanlar ise bu işlemi borçlarını ödemek ve yaşamlarını sürdürebilmek için yapıyorlar.

Bu sistem, vatandaşların adeta nefes alabilmek için kendilerine bir yaşam alanı yaratmalarını sağlıyor.

Merkez Bankası’nın aldığı tepkiler üzerine, bu kararı iptal etti ve vatandaşlar biraz rahat bir nefes aldı.

Ancak, birçok kişi merak ediyor: Neden vatandaşlar ülkenin ekonomisinin mahvolmasına bu kadar tepki göstermedi?

Neden aynı kararlılıkla Merkez Bankası’nın 200 milyar doları yok olurken seslerini çıkarmadılar?

Neden Türk Telekom’un milyar dolarlık değeri Öger’e peşkeş çekilirken seslerini çıkarmadılar?

Velhasıl borcu borçla kapatarak günü kurtarıyoruz.

Haber Merkezi

Halk, borcu borçla kapatıyor.

Yorumlar kapalı.