‘Okulda mürit değil öğrenci olmalı’

ÇEDES projesinin karma ve laik eğitime karşı bir hamle olduğu gerekçesiyle ülkenin dört bir yanından İzmir’e akın eden STK temsilcileri ve siyasiler, okullarda müritlerin değil, öğrencilerin olması gerektiğini belirtiyor.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yenikiraz.com yazarı Turgay Kılıç’ın haberine göre; İzmir Gündoğdu Meydanı’nda bir araya gelen EMEK Partisi, Halk Evleri, TMMOB, Türk Tabipleri Birliği İzmir Şubesi, Eğitim Sen İzmir, Veli Der İzmir, 29 Ekim Kadınları Derneği, Sol Parti İzmir, İzmirli Yaşam Hakkı Savunucuları, İl dışından gelen eğitim şubeleri, Alevi dernekleri ve yüzlerce vatandaş Cumhuriyet Meydanı’nda buluşarak Gündoğdu’ya sloganlar eşliğinde yürüdü. Çevreme Duyarlıyım Eğitimime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesinin verdiği etkiler üzerine tepkilerini dile getirmek için miting yapmak üzere toplanan vatandaş ve sivil toplum örgütlerinin yanı sıra parti üyeleri kalkanlarını kuşanarak kılıçlarını çekti. Okulda müritler yerine öğrencilerin, imam yerine öğretmenin olması gerektiğini savunarak laik eğitime sahip çıktıklarının altını çizdi.

Şeriatın ön plana çıkmasına ilişkin sert tepkilerini gösteren katılımcıların dövizlerinde “Bozuk düzende sağlam çark olamaz” ,”Eğitimde dinselleştirmeye son” ,”laik, demokratik ve bilimsel eğitim! ÇEDES’e hayır! Öğretmen okula, imam camiye” ve “Her öğrenciye bir öğün sağlıklı bedava yemek” , ”Şeriata karşı laiklik, zulme karşı adalet” , ”ÇEDES çevremizi kirletiyor, değerlerimizi baltalıyor” yazıyor.

ÇEDES projesine karşı oluşturulan mitingde açıklama yapan İzmir 5 Nolu Şube Başkanı Özcan Çetin, okulda müritlerin değil öğrencilerin yanı sıra imam yerine de öğretmenin olmasına dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Çocuklarımızın laik, kamusal eğitim hakkı için yıllardır okul okul, sokak sokak, mahalle mahalle mücadele eden, her okulu bir mücadele alanına çeviren, Ensarlar, Aladağlar bir daha yaşanmasın, çocuklarımızın hayalleri, umutları karartılmasın diye yıllardır haykıran veliler merhaba, Memleketin aydınlık yüzü, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta o asla unutmayacağımız acıları, katliamları bizlere yaşatan ve bir kez daha katliamcılar yargılanmasın diye zamanaşımı kararı veren bu karanlığa inat bir arada kardeşçe yaşamanın, laikliğin, aydınlanmanın mücadelesini umutla, kararlılıkla sürdüren canlar merhaba.

Biz ne güzel dostlarız ki kelimesiz ve yazısız anlaşırız, merhaba dostlar cümleten merhaba.

43 yıl önce bugünlerde 12 Eylül’de ‘Bugüne kadar işçiler güldü şimdi sıra bizde’ diyen patronlarla ‘Darbeyi bizim çocuklar yaptı’  diyen emperyalistler el ele kol kola girerek bu sömürü düzenini, cemaat tarikat düzenini yarattı.

Bugün bu memleketin emekçileri yoksulsak; açsak, alkan içindeysek gündüzlerinde sömürülen, gecelerinde de emekçilerin çocuklarının yatağa aç girdiği bir ülke yaratıldıysa eğer sorumluları 12 Eylül darbecileri ve 12 Eylül mirasçılarıdır.

Önceki gün Zonguldak’ta bir maden emekçisi sınıf kardeşimizi daha kaybettik. Aynı tarikata üye olduğu, aynı secdeye baş koyduğu için kader ortağı olduğuna inandırılan, üç kuruşa, güvencesiz yaşamaya şükür, çalışırken madenlerde, inşaatlarda, tersanelerde iş cinayetlerinde ölmeye “fıtrat, kader” diye mecbur bırakılan bu düzeni reddediyoruz.

Asgari ücretli, kamu emekçisi, işçi, emekli için ‘Fakir fukaraya vermek bereket getirir’ diyerek halkı sadaka düzenine mahkum eden sermayeye, tarikatlara emekçilerin alın terini, halkın bütçesini, kaynaklarını peşkeş çeken bu düzeni reddediyoruz.

Memleketin en yoksul köylerinde okullarının, ilçelerinde kamu yurtlarının kapatıldığı Aladağlarda yoksulluktan, çaresizlikten cemaat, tarikat yurtlarına mecbur bırakılan, çocukların yaşamlarını, umutlarını çalan bu karanlığı, tarikat düzenini reddediyoruz.

Kamusal eğitim hakkı için, barınma hakkı için mücadele eden gençlere kamu yurtları, kamusal eğitim için bütçe yok diyerek Enes Karaların yaşamlarını karartan cemaat düzeninizi reddediyoruz.

Tarihin en sağ, gerici ittifakının Anayasa gündemi ile kadınların yalnız başına seyahat etme hakkından, karma eğitime, miras hakkından eğitim, çalışma, can güvenliği ve şiddetsiz yaşama hakkına kadar tüm haklarını hedef alan memleketi Taliban rejimine çevirecek bu karanlığı reddediyoruz.

Laiklik kaybedilince ilk kaybeden çocuklardır, gençlerdir, kadınlardır, emekçilerdir.

Tam da bu yüzden laiklik mücadelesi emekçi sınıfın mücadelesidir.

Bir rejim bir gecede değişmiyordu. Adım adım ilerlendi.”

‘İktidarın değil, halkın öğretmenleriyiz’

“Seçim sonrası yukarıdan aşağıya hızlanacak siyasal İslam rejimi inşasının en açık göstergelerinden birisi ÇEDES. Cumhuriyet tarihi boyunca laiklik, aydınlanma mücadelesinin temsilcisi öğretmenle, öğretmenlik mesleğini hedef alarak Cumhuriyetle hesaplaşmak dertleri.

Eşit, özgür bir Cumhuriyet mücadelesinden de laiklik eşitliktir, laiklik özgürlüktür, laiklik adalettir diyerek okul okul, sokak sokak mücadele etmekten de vazgeçmeyeceğiz.

54 yıl önce Büyük Eğitim Yürüyüşü’nde eğitim emekçileri mücadelesinin öncüllerinden Fakir Baykurt’un sözleri sözümüzdür bugün.

“Uzak illerden, köylerden geldik. Baskıların boğaza çıktığı; sabrın, sinirin kalmadığı yerlerden geldik. Kendilerini egemen sınıfların emir kulu sayan, kraldan çok kralcı yöneticilerin yol bağlarını, telefon zincirlerini kırarak geldik.”

Bu topraklara, eşit ve özgür bir memleket mücadelesine bir yaşam adayanlara, çocuklarımıza sözümüzdür.”

HABER MERKEZİ

‘Okulda mürit değil öğrenci olmalı’

Yorumlar kapalı.