Turgay Kılıç

Emekliye geçim işi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Pazar günlerini evde veya dışarıda geçirdiğimde en beklediğim şey ise, kendime vakit ayırmak oluyor. Biraz kitap biraz kahve ve araya film ve dizimi sıkıştırıyorum.

Bu şekilde kendime zaman ayırmış oluyorum.

Oysaki bazılarının kendine zaman ayırdığı ise çok farklı…

Denize gitmek, bahçesinin havuzunda yüzmek ve buzlu kahvesini havuzunun kenarında güneşlenerek yudumlamak…

Veya kendi lüks yaşamının bulunduğu sitesinin bahçesinde spor aletleriyle kendine vakit ayırmak gibi… İşte benimki de bundan farklı, çünkü bendeki durum bu!

Yani demek istediğim, insanların kendilerine göre zamanı vardı, kendilerine göre bir zaman biçimi, yaşam biçimi vardır.

Başka örnekler verelim burada.

Mesela Türkiye’de emeklinin sokağa çıkıp kendine vakit ayırmasını bekleriz, tatilini de yazlığında geçirmesini bekleriz. Hatta ‘Sen artık çalışmıyorsun ama maaşın da işliyor, güzel güzel tatilini yap’ deriz.

Hayır efendim, ikinci bir işe girmek zorunda kalıyor. Benim babam da emekli oldu; ama işe girmeye çalışıyor, inşaatta çalışmanın planlarını yapıyor. Çünkü yetmiyor…

7 bin 500 lira emekli maaşla, ev kirasının da 7 bin liraya çıktığı bir dönemde kim nasıl yaşayabilir?

Bunları söylemek de yazmak da çare etmiyor; her geçen gün daha da kötüleştiğimizi söylüyoruz.

Ama nankörlük etmeyelim! Değil mi?

Yine de çok güzel yollarımız, çok teknik cihazlarımız ve füzelerimiz var. Bakınız TEKNOFEST de geliyor İzmir’e…

Şükredelim!

Emekliye geçim işi

Yorumlar kapalı.