Turgay Kılıç

Tarikatlaşan düzende çocukları korumak gerek

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’de sistem çok değişiyor. Ve daha da değişecek; lâkin benim öngörüm bu kadar yapay değil, yumuşak da değil. Acımasız bir öngörüm var. Çocukların bu sistemde kendilerini koruması gerek. Sadece bir başına kendilerini… Bu da pek mümkün değil.

Çünkü 9 yaşındaki çocuğu geçiyorum, bebeğe dahi tecavüz eden bir kitleyle mücadele etmemiz gerekiyor.

Sadece bebek mi? Köpeğe, kediye, tavuğa… Ne bulursalar!

Anne ve babalar bu konuda sorumlu, çok büyük sorumlular. Onlar da bir şeyhin duası için satıyor çocuklarını… Bu da çok acı!

Bu tür olayların önemli tarikat bölgelerinde yaşanması gayet normal ve yine de müdahale etmek gerekiyor.

Ama ‘ÇEDES projesi’ altında okullara imamların atanması için İzmir’in pilot il seçilmesinde bir şey aramak gerek.

Konya, Adıyaman gibi tarikatlaşan şehirlerde gizliden gizliye yapılıyor olabilir. Nitekim bunun İzmir ve Eskişehir’de pilot olarak seçilmesinde büyük sakınca var.

Atatürk ilke ve düşüncelerinin kalesi İzmir, öğrencinin yurdu Eskişehir…

Bu iller CHP’nin kalesi ve illerin belediyeler yönetimi ellerinde. İktidarın bunu bilerek seçmesi demek, buna cesaret etmesi demek; seçimi defalarca kaybeden ana muhalefet liderinin göz yumması demektir. Ana muhalefetin ise ‘Biz muhalefet kalalım, AKP istediğini yapadursun’ demek gibidir.

Çünkü mevcut iktidar karşısında güç göremiyorsa, her şeyi kolayca yapacaktır. Yapmaktan da geri durmayacaktır.

Mevcut iktidarın 21 yıllık gücü var, elbette işe ilk İzmir ve Eskişehir gibi illerden başlamak olacak. Çünkü en kolayını başardı, seçimi kaybedecekken yeniden iktidar olmak, ülkücüyü safına çekmek. Şimdi en zora geldi; Atatürkçüleri de küstürüp, kendine oy almak.

Bir tek bu kaldı. Bunu da yerel seçimde başaracak gibi, fotoğraf netleşiyor…

Sivil Toplum Kuruluşları (STK), İzmir Mitingi için Cumhuriyet Meydanı’ndan toplandı ve Gündoğdu Meydanı’na yürüdü. Amaçları karma ve laik eğitimin varlığını göstermek, tarikatlaşan eğitime kalkan olmaktı.

Siyasilerden belirgin kişiler vardı: CHP Manisa Milletvekili ve CHP Genel Başkan Aday adayı Özgür Özel, Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, CHP İzmir Milletvekillerinden Gökçe Gökçen, Yüksel Taşkın, Sevda Ersan Kılıç, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Cumhuriyet Yazarı ve CHP Genel Başkan Aday adayı Örsan Öymen ve HDP İzmir’den katılım sağlayan vekiller vardı.

AK Parti’den kimse yoktu. Neden?

Çünkü onlar sessiz kalmayı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın istediğini yapmak zorunda hissediyor kendini. Yani İzmir’den seçilmiş AK Parti Milletvekilleri, ‘ÇEDES’e karşı düzenlenen mitingde yoktular, sessiz kaldılar.

CHP ise, o gün sabahtan kendi aralarında il başkanlığı kongresini yaptı; kavgasız, gürültüsüz bir seçim yapmayı beceremedi.

Seçimi yine Şenol Aslanoğlu kazandı.

Kimdir Aslanoğlu?

Hani Cumhurbaşkanlığı seçiminde “Bu seçim sadece İzmir’de olsaydı, Kemal Kılıçdaroğlu bu seçimi kazanırdı!” diyen siyasetçi. Ne komik değil mi?

Bu açıklamaya günlerce gülüp geçmiştik!

Ülke Erdoğan’a teslim, İzmir de bu komik siyasete

Çocukları korumak mümkün mü sizce?

Böylesi aileden, böylesi politikacılardan…?

Tarikatlaşan düzende çocukları korumak gerek

Yorumlar kapalı.