Yenikiraz.com yazarı Turgay Kılıç’ın haberine göre, Madencilerin bir araya geldiği ‘Madenciler Platformu’ üyeleri, Gaziemir’de İzmir Faur alanında gazetecilere konuştu. Madencilerin üzerine gelen baskılara açıklık getirilmesiyle ağaç kesiminin Orman Bakanlığının yaptığına işaret edildi. Madencilerin ağaca ve doğaya karşı baltayla, kepçeyle girildiği söylentilerine açıklık getiren Ürün, “Orman Bakanlığı çalışılacak alan ilgili talepte bulunuyor, uygun görülürse parasını bizden almak kaydıyla Orman Bakanlığı ağacı kesip ağaçları da kendisi alıp götürüyor. Bize de bu şekilde teslim ediliyor. Maden firmalarının ağaç kesme yetkisi yoktur. Madenciler ağaç kesmiyor, Orman Bakanlığı’nın kendisi kesiyor. Bunun bu şekilde bilinmesi lazım” dedi.
‘60 milyar dolar yükümüz var’
TÜPRAG Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, konuşmasında madencilerin gireceği alanın sınırlı olmasına dikkati çekerek “Türkiye’nin çok büyük bir yeraltı potansiyeli vardır. Bu potansiyeli bazı ekonomik modellerde 3,5 trilyon dolara tekabül ediyor. Lâkin cari açık olarak baktığımızda 100 milyar dolar açığın doğalgaz, petrol ve yeraltı kaynaklarından olduğunu görüyoruz” dedi.
Krom Üreticileri Derneği, TÜMMER (Türkiye Madenciler Derneği) Türkiye Odalar Borsalar Birliği Madencilik Meclisi Başkanı, Ege Madenciler Derneği Başkanımızın da yer aldığı ve 16 kişiden oluşan ‘Madencilik Platformu’nun bir araya gelerek cari açığa karşı şunları aktardı: “Bu cari açığın kapatılmasında ciddi bir rol alabiliriz. Altını hariç tuttuğumuzda sadece madencilikten kaynaklanan cari açık yaklaşık 30 milyar dolar. Buna bir de altını koyduğumuzda, ki yıllık 25-30 milyar dolardan bahsediyoruz. 60 milyar doları neredeyse maden ve madencilikten kaynaklanan ürünlerin ithalatından kaynaklanan bir yükümüz var. Biz kendi doğal kaynaklarımızı sanayimizin ihtiyacı olan ham maddeleri karşılamak üzere harekete geçirirsek car açık üzerinde çok olumlu bir etki yaratacağımıza inanıyorum. Madencilikteki hedefimiz, 15 milyar dolar ihracatımızı tutturabileceğimize inanıyoruz. Şu anda yaklaşık 6,5 milyar dolara geliyor ihracatımız. Biz şu anda Türkiye’de yaklaşık 2,5 milyar dolara altın üretiyoruz. Ve biz, çok rahatlıkla bu rakamı 5 milyar dolarlara çıkarabilecek potansiyelimiz var.”
‘5 bin ton bulunmayı bekliyor’
Türkiye’nin altın potansiyelinin 6 bin 500 ton olduğuna işaret eden Başkan Mehmet Yılmaz, 1500 tonunun madenciler olarak bulduklarına ve 5 bin tonun ise bulunmayı beklediğine işaret etti. Madencilik sektörünün lokomotif bir yapıda olduğuna da işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu: “Türkiye’nin yapılmış bir modelleme çalışmasına göre, altın potansiyeli yaklaşık 6 bin 500 tondur. Ve biz de şu anlık 1500 tonunu bulduk, işletiyoruz. 5 bin ton ise bulunmayı bekliyor. Bu da yaklaşık 275 milyar dolar demektir. Bu sektör lokomotif rol oynayabilir. Bizim bu konuda bir önceliğimiz var. Yeraltındaki madenlerimizi yer yüzüne çıkartırken önce insan sonra çevre ve ondan sonra madencilik yapalım. Bunu yapmazsak eğer artık kazandığımız paranın kirli hava, kirli su ve kirli toprakla hiçbir anlamı olmaz. Sürdürülebilir, standardı yüksek ve yöreye, halka saygı duyan madencilik bizim olmazsa olmazımızdır. Madencilik faaliyetimiz bittikten sonra doğadan ödünç aldığımız şekle ve duruma en yakın şekilde nasıl doğaya iade ederiz düşüncesiyle planlamayı ve bütçesini yapmamızın olmazsa olmaz olduğunu biliyoruz.”
‘100 ağaçtan 1’ini madenciler kesiyor’
Ağaçların 100’de 1’ini madencilerin kestiğine işaret eden TÜPRAG Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz, yöre halkının istek ve önerilerine dikkati çektiğine işaret ederek “Biz bazen orman, mera ve bazen de hazineye ait, özel bütçeye ait alanlar içerisinde olabiliyoruz. Orman alanlarıyla ilgili küçük bir dipnot vereyim. Madenciler Türkiye’deki orman alanlarının sadece yaklaşık binde 3 ila 3,5 arasında bir alanı kullanıyorlar. Dünya ortalamasının son derece düşüktür. Biz madenciler, bu rakamın binde 3 ila binde 3,5 arasındaki kullanım alanında kesilen her 100 bin ağacın sadece 1 tanesi madencilik için kesiliyor. Bu veri tarım orman bakanlığının ve orman genel müdürlüğü tarafından doğrulanmış veridir. Bugün Türkiye’de bütün madencilik sektörünün faaliyet alanlarına baktığımızda mermer, krom, kömür, altın, agrega, çimento gibi hepsine tek tek baktığımızda çok güzel rehabilitasyon örnekleri görürsünüz.
Yöre halkının var olan tarımsal faaliyetini destekleyerek yürümenin hedefi içerisindeyiz. Devlet her ne kadar bize ruhsat iznini vermiş olsa da yöre halkının bulunduğu yerde ne olup bittiğini bilme haklarına sahipler. Yöre halkı içerisindeki iletişim bizim için çok önemlidir. Tüm Avrupa ülkeleri yeraltındaki maden işletmelerini bir lokomotif olarak kullanmıştır, yeraltında hiçbir şeyini bırakmamıştır. Almanya sanayi değerini kömürle gerçekleştirmiştir. Fransa ise enerjisinin neredeyse yüzde 75’ten fazlasını nükleer ile sağlamaktadır. Bizler de yeraltından bir gram bir şeyimizi bırakmadan insanı ve çevreyi önceleyerek, bu sektör cari açıkta ülke ekonomisine katkıda üzerine düşeni yapmaya hazırdır” dedi.
HABER MERKEZİ
Yorumlar kapalı.