İzmir’in en önemli eğitim kurumlarından olan Yaşar Üniversitesi, 22’nci yaşını kutluyor. 22’nci yılına özel öğrenciler ve eğitimcileriyle birlikte Selçuk Yaşar Kampüsü’nde tören düzenlendi.
Kutlama töreninde konuşan Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Selçuk Yaşar’ın bizlere bıraktığı en büyük eser, kendisinin de ‘en büyük hayallerinden birisi’ olarak nitelediği üniversitedir. Kampüsümüzün yapılanma süreci, yeni Sağlık, Kültür ve Spor Binası inşaatıyla başladı. 3 bin 200 metrekare kapalı alana sahip yapıda, revir, öğrenci toplulukları odaları, açık ve kapalı spor alanları yer alacak. Modern binayı, önümüzdeki akademik yılın başlangıcına yetiştirmeyi planlıyoruz; ayrıca, 29 bin metrekare kapalı alana sahip olacak yeni eğitim binamızın da yapımı sürüyor, bu binamızı 2024-2025 akademik yılında açılmasını planlıyoruz. Yeni eğitim binamızla birlikte, modern sınıflar, laboratuvarlar ve öğrenci etkinlik alanlarından oluşan bir öğrenme ortamı sunacağız. Son bir yılda, proje destek ofisine 19 yeni proje başvurusu yapıldı, tamamının desteklenmesine karar verildi. Minerva Kuluçka Merkezine 15 girişimci ekip kabul edilirken, TÜBİTAK Bireysel Genç Girişimci Programında 30 ekibe mentorluk desteği verildi, 6 girişimci ekip 2 milyon 700 bin TL hibe almaya hak kazandı; ayrıca üniversitemiz, Horizon Avrupa, Erasmus Plus ve uluslararası mali destek programları çerçevesinde 8 projeyi koordinatör olarak hazırladı ve 26 adet projenin ortağı oldu. Toplam bütçesi 3 milyon 900 bin Euro olan 11 proje hibe desteği almaya hak kazandı. Dahası, 12 proje ile Erasmus Plus Jean Monnet programından, “en fazla faydalanan Türk Üniversitesi” unvanını aldı” dedi.
Rektör Dinçer: Selçuk Yaşar ilhamımı oldu
Selçuk Yaşar’ı her daim örnek aldıklarını ve ilham kaynakları olduğunu söyleyen Rektör Prof. Dr. Cemali Dinçer , “Türkiye’yi sayısız ilklerle buluşturan Selçuk Yaşar’ın yaşamı, hepimiz için kıymetli örnekler ve ilhamla dolu. Aldığımız bu ilhamla, sahip olduğumuz bilgi ve deneyimi kararlılığımızla birleştirerek bundan sonra da bilimin ışığında çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Deprem ve sel felaketleri hepimizi derinden sarstı. Bir parçası olduğumuz toplumun, böyle zamanlarda yanında olmanın en önemli görevlerimizden biri olduğunu çok iyi biliyoruz. Gelecekte benzer acıların yaşanmaması için her zaman olduğu gibi bilimden ayrılmayacağız. İzmir için de depremin kaçınılmaz olduğunun bilincindeyiz. Depremden aylar önce, İnşaat Mühendisliği Bölümümüz tarafından, üniversite içinde bulunan binaların olası deprem sonrası hasar tespitinin yapılması ve güvenliğinin belirlenmesi için yapı sağlığı ve deprem izleme sistemi kuruldu. Böylece, çeşitli sensorlar aracılığıyla ölçümler yapılarak İzmir’i etkileyecek olası bir deprem sonrasında kampüs binalarının güvenlik durumunu belirleyebileceğiz. Sistem ile kampüs binalarımızın yanı sıra, yakın ilçelerde bulunan binaların hasar durumlarının belirlenmesi için de yerel yönetimlere veri sağlayacağız. Buna benzer projeleri yaygınlaştırmaya devam edeceğiz” diye konuştu. (İHA)
K.C.
